Hadis eserleri denildiği zaman akla ilk önce Kütüb-i Sitte olarak bilinen altı hadis kitabı gelmektedir. Bu altı kitap, gerek erken bir dönemde yazılmış kaynak vasfı taşıyan eserler olmaları, gerekse musanniflerinin tasnif sırasında izledikleri yöntem ve gösterdikleri ilmi titizlik nedeni ile yazdıkları dönemden günümüze kadar ilim adamlarının dikkatlerini üzerine çekmiştir. Hadis ilmiyle uğraşan hiç kimse kendisini bu eserlerden müstağni görememiştir. Hadis ilmiyle iştigal olmak çoğu kez Kütüb-i Sitte iştigal etmekle eşdeğer hale gelmiştir.
Kütüb-i Sitte'yi değerli kılan önemli özellikler arasında musanniflerinin hadis aldıkları hocaları hususunda titiz davranmaları gelmektedir. İşte bu noktada Kütüb-i Sitte musanniflerinin müşterek hocalarını tanımak önem arz etmeye başlamaktadır.
Elinizdeki bu çalışmada da Kütüb-i sitte, musanniflerini ve bu musanniflerin müşterek hocaları tanıtılmıştır.
Hadis eserleri denildiği zaman akla ilk önce Kütüb-i Sitte olarak bilinen altı hadis kitabı gelmektedir. Bu altı kitap, gerek erken bir dönemde yazılmış kaynak vasfı taşıyan eserler olmaları, gerekse musanniflerinin tasnif sırasında izledikleri yöntem ve gösterdikleri ilmi titizlik nedeni ile yazdıkları dönemden günümüze kadar ilim adamlarının dikkatlerini üzerine çekmiştir. Hadis ilmiyle uğraşan hiç kimse kendisini bu eserlerden müstağni görememiştir. Hadis ilmiyle iştigal olmak çoğu kez Kütüb-i Sitte iştigal etmekle eşdeğer hale gelmiştir.
Kütüb-i Sitte'yi değerli kılan önemli özellikler arasında musanniflerinin hadis aldıkları hocaları hususunda titiz davranmaları gelmektedir. İşte bu noktada Kütüb-i Sitte musanniflerinin müşterek hocalarını tanımak önem arz etmeye başlamaktadır.
Elinizdeki bu çalışmada da Kütüb-i sitte, musanniflerini ve bu musanniflerin müşterek hocaları tanıtılmıştır.