İzmir ili Urla ilçesinin tam ortasında, şehri ikiye bölen Akpınar Deresi adında bir dere vardır. 1922 öncesinde, yani Cumhuriyet kurulmadan önce derenin batı yakasında Hıristiyanlar, doğu yakasında ise Museviler ve Müslümanlar yaşardı. Ama bu üç semavi dinin inananlarının yaşadığı mahaller o zamanlar ‘Büyük Köprü' olarak adlandırılan bugünkü köprübaşında birleşirdi.
Dünyanın herhangi bir yerinde fırtınalar koptuğunda, savaş rüzgarları estiğinde, önyargılar, düşmanlıklar, intikam duyguları canlanır, öfke, kızgınlık akardı Büyük Köprü‘den karşı tarafa. Fırtınalar durulup yerini tatlı bir melteme bıraktığında ise öfke, kin, nefret duyguları yerini dostluk, kardeşlik, anlayış ve hoşgörüye bırakırdı.
Bu kitapta Osmanlı Devleti'nin son yıllarını da içine alan, tarihin küçük bir kesitinin Urla'daki seyri anlatılmaktadır. Ayrıca Urla'daki tarihi eserler hakkında bilgi verilmekte, Urla kültürü tanıtılmaktadır.
İzmir ili Urla ilçesinin tam ortasında, şehri ikiye bölen Akpınar Deresi adında bir dere vardır. 1922 öncesinde, yani Cumhuriyet kurulmadan önce derenin batı yakasında Hıristiyanlar, doğu yakasında ise Museviler ve Müslümanlar yaşardı. Ama bu üç semavi dinin inananlarının yaşadığı mahaller o zamanlar ‘Büyük Köprü' olarak adlandırılan bugünkü köprübaşında birleşirdi.
Dünyanın herhangi bir yerinde fırtınalar koptuğunda, savaş rüzgarları estiğinde, önyargılar, düşmanlıklar, intikam duyguları canlanır, öfke, kızgınlık akardı Büyük Köprü‘den karşı tarafa. Fırtınalar durulup yerini tatlı bir melteme bıraktığında ise öfke, kin, nefret duyguları yerini dostluk, kardeşlik, anlayış ve hoşgörüye bırakırdı.
Bu kitapta Osmanlı Devleti'nin son yıllarını da içine alan, tarihin küçük bir kesitinin Urla'daki seyri anlatılmaktadır. Ayrıca Urla'daki tarihi eserler hakkında bilgi verilmekte, Urla kültürü tanıtılmaktadır.