Quando una bambina e suo padre erano arrivati a Londra, era una fredda giornata d'inverno. Sara Crewe era una ragazza di sette anni, con lunghi capelli neri e occhi verdi. Suo padre si sedette accanto al taxi e guardò fuori dalla finestra le case lungo e il cielo scuro. Il signor. Crewe, 'Dimmi cosa pensi, Sara', ha detto,' Sei silenziosa.' Ha abbracciato sua figlia.
Küçük bir kız ve babası Londra'ya vardığında soğuk bir kış günüydü. Sara Crewe uzun siyah saçları ve yeşil gözleri olan yedi yaşında bir kız çocuğuydu. Takside babasının yanına oturdu ve pencereden dışarıya uzun evlere ve karanlık gökyüzüne baktı. Bay Crewe ‘Ne düşündüğünü söyle, Sara' dedi, ‘Oldukça sessizsin.' Kızına sarıldı.
Quando una bambina e suo padre erano arrivati a Londra, era una fredda giornata d'inverno. Sara Crewe era una ragazza di sette anni, con lunghi capelli neri e occhi verdi. Suo padre si sedette accanto al taxi e guardò fuori dalla finestra le case lungo e il cielo scuro. Il signor. Crewe, 'Dimmi cosa pensi, Sara', ha detto,' Sei silenziosa.' Ha abbracciato sua figlia.
Küçük bir kız ve babası Londra'ya vardığında soğuk bir kış günüydü. Sara Crewe uzun siyah saçları ve yeşil gözleri olan yedi yaşında bir kız çocuğuydu. Takside babasının yanına oturdu ve pencereden dışarıya uzun evlere ve karanlık gökyüzüne baktı. Bay Crewe ‘Ne düşündüğünü söyle, Sara' dedi, ‘Oldukça sessizsin.' Kızına sarıldı.