Demokrasilerde 'iyi ve kötü'yü, 'doğru ve eğri'yi insanlar, bunların çoğunluğu ve giderek bunların temsilcilerinin çoğunluğu karar verir ve belirler. İslam'da ise, hasen(iyi) ile kubh(kötü), hak ile batıl, haram ve helali belirleme hakkı ve yetkisi yalnızca Allah'a aittir. Bu esâsî bir farklılıktır demokrasilerle İslam arasındaki.
Demokrasiler yeryüzünü ifsad rejimleri iken ve bunu insanları hevâlarına uymasını teşvik ederek yaparken, İslâm yeryüzünün ifsad edilmesine kesinlikle göz yummaz. “Fasid” olarak gördüğü her şeyi kaldırmayı amaç edinen bir devlet düzenidir.
Demokrasilerde devlet, insanların levminden çekinirken ve hatta bundan bile çekinmezken, İslam'da devlet yalnızca ve öncelikle Allah'tan, O'nun azabından çekinir. İnsanları da Allah'ı sevmeye ve O'nun azabından korunmaya (Takva'ya) çağırır. Bunu O'nun bize gönderdiği vahyi açıklayarak ve insanları bu vahye uymaya teşvik ederek yapar.
Demokrasilerde 'iyi ve kötü'yü, 'doğru ve eğri'yi insanlar, bunların çoğunluğu ve giderek bunların temsilcilerinin çoğunluğu karar verir ve belirler. İslam'da ise, hasen(iyi) ile kubh(kötü), hak ile batıl, haram ve helali belirleme hakkı ve yetkisi yalnızca Allah'a aittir. Bu esâsî bir farklılıktır demokrasilerle İslam arasındaki.
Demokrasiler yeryüzünü ifsad rejimleri iken ve bunu insanları hevâlarına uymasını teşvik ederek yaparken, İslâm yeryüzünün ifsad edilmesine kesinlikle göz yummaz. “Fasid” olarak gördüğü her şeyi kaldırmayı amaç edinen bir devlet düzenidir.
Demokrasilerde devlet, insanların levminden çekinirken ve hatta bundan bile çekinmezken, İslam'da devlet yalnızca ve öncelikle Allah'tan, O'nun azabından çekinir. İnsanları da Allah'ı sevmeye ve O'nun azabından korunmaya (Takva'ya) çağırır. Bunu O'nun bize gönderdiği vahyi açıklayarak ve insanları bu vahye uymaya teşvik ederek yapar.