Latin Amerika'nın siyasi gündemini, 1990'ların sonlarından itibaren halk isyanları, kitlesel ayaklanmalar, genel grevler ve sokak eylemleri belirledi. İşçi sınıfı ve halk devrimleri sayfasının kapandığına dair tezlerin pratik bir tekzibi de olan bu gelişmeler, dünya ve Türkiye solunda büyük bir umut ve iyimserlik yarattı. Bu heyecanlı ilginin, en azından Türkiye açısından, soğukkanlı ve etraflı bir analizle tamamlandığını söylemek ise güçtür. Gelişmeleri derinlemesine ele alan kuramsal çalışmaların boşluğu hissedilmektedir. Kıtadaki entelektüel ve politik ortamı doğrudan gözleme şansına da sahip olan Aylin Topal'ın hazırladığı bu kitapta, Latin Amerika'daki sürecin soğukkanlı, nesnel, derinlikli bir tahlili amaçlanıyor. Latin Amerika'daki yükselişin ortak özellikleri, tarihsel kaynakları, ülkelere göre farklılaşmaları ve sosyalizm açısından olanakları, sınırlılıkları ve sorunları irdeleniyor. Kitabın girişinde, genel bir tarihsel panorama veriliyor ve Türkiye ile aydınlatıcı karşılaştırmalar yapılıyor. Latin Amerika'daki sol iktidarlar kendilerini sosyalist olarak niteleseler de, politikaları ve toplumsal hareketlerle olan ilişkileri bakımından birbirlerinden çoğu durumda köklü biçimde ayrışıyorlar. Bu ayrışmaların ve farklı siyasi konjonktürlerin analizi, Venezüella, Bolivya, Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika deneyimlerini tartışan yazılarda yapılıyor. Devamında ise kıta üzerine genel değerlendirmelere yer veriliyor. Derlemenin sonunda yer alan Latin Amerika sözlüğü, kitabın bir kaynak metin olarak da kullanılabilmesini amaçlıyor.
Latin Amerika'nın siyasi gündemini, 1990'ların sonlarından itibaren halk isyanları, kitlesel ayaklanmalar, genel grevler ve sokak eylemleri belirledi. İşçi sınıfı ve halk devrimleri sayfasının kapandığına dair tezlerin pratik bir tekzibi de olan bu gelişmeler, dünya ve Türkiye solunda büyük bir umut ve iyimserlik yarattı. Bu heyecanlı ilginin, en azından Türkiye açısından, soğukkanlı ve etraflı bir analizle tamamlandığını söylemek ise güçtür. Gelişmeleri derinlemesine ele alan kuramsal çalışmaların boşluğu hissedilmektedir. Kıtadaki entelektüel ve politik ortamı doğrudan gözleme şansına da sahip olan Aylin Topal'ın hazırladığı bu kitapta, Latin Amerika'daki sürecin soğukkanlı, nesnel, derinlikli bir tahlili amaçlanıyor. Latin Amerika'daki yükselişin ortak özellikleri, tarihsel kaynakları, ülkelere göre farklılaşmaları ve sosyalizm açısından olanakları, sınırlılıkları ve sorunları irdeleniyor. Kitabın girişinde, genel bir tarihsel panorama veriliyor ve Türkiye ile aydınlatıcı karşılaştırmalar yapılıyor. Latin Amerika'daki sol iktidarlar kendilerini sosyalist olarak niteleseler de, politikaları ve toplumsal hareketlerle olan ilişkileri bakımından birbirlerinden çoğu durumda köklü biçimde ayrışıyorlar. Bu ayrışmaların ve farklı siyasi konjonktürlerin analizi, Venezüella, Bolivya, Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika deneyimlerini tartışan yazılarda yapılıyor. Devamında ise kıta üzerine genel değerlendirmelere yer veriliyor. Derlemenin sonunda yer alan Latin Amerika sözlüğü, kitabın bir kaynak metin olarak da kullanılabilmesini amaçlıyor.