Ünlü Rus dilbilimci Nikolay Marr'ın Laz dilini kayıt altına almak için 20. yüzyılın başında öğrencisi ve yaveri Tihonov'la birlikte Türkiye Lazistanı'na yaptığı yolculuğun notları ilk kez Türkçede.
1910 yılında İmparatorluk Bilimler Akademisi Bülteni'nce yayımlanan, Marr'ın bugünkü Doğu Trabzon, Rize ve Artvin'i kapsayan Türkiye Lazistanı'na dair gözlemlerini içeren raporda, sadece yazarın Lazca ile ilgili tespitleri değil, aynı zamanda yöredeki yaşantıyla ilgili hazine değerindeki aktarımları da yer alıyor. Bölgeyi yüz yıl öncesinin koşullarıyla deneyimleyen Marr, dilbilim çalışmalarını Laz halkıyla Lazca konuşarak sürdürmeye çalışırken, bir yandan da yöreye dair izlenimlerini kayıt altına aldı. Marr'ın raporunda paylaştığı bu tanıklıklar arasında çeşitli portreler, farklı halk gruplarının birbirleriyle ilişkileri, kültürel ve folklorik öğeler, günlük yaşam ayrıntıları, ekonomi ve siyasi durum da yer alıyor. Lazistan sancağında geçirdiği zamanı biliminsanı titizliğiyle okurlarına aktarmaya gayret eden Marr, bugün artık yitip gitmiş bir zamanı ve kadim bir coğrafyanın kendine has özelliklerini yazıya dökerek, günümüz için bulunması imkânsız pek çok bilgiyi bir araya getiriyor. Marr'ın kaleme aldığı metin, bilimsel bir rapor olarak da, bir seyahatname olarak da son derece eğlenceli, doyurucu bir okuma vaat ediyor.
Ünlü Rus dilbilimci Nikolay Marr'ın Laz dilini kayıt altına almak için 20. yüzyılın başında öğrencisi ve yaveri Tihonov'la birlikte Türkiye Lazistanı'na yaptığı yolculuğun notları ilk kez Türkçede.
1910 yılında İmparatorluk Bilimler Akademisi Bülteni'nce yayımlanan, Marr'ın bugünkü Doğu Trabzon, Rize ve Artvin'i kapsayan Türkiye Lazistanı'na dair gözlemlerini içeren raporda, sadece yazarın Lazca ile ilgili tespitleri değil, aynı zamanda yöredeki yaşantıyla ilgili hazine değerindeki aktarımları da yer alıyor. Bölgeyi yüz yıl öncesinin koşullarıyla deneyimleyen Marr, dilbilim çalışmalarını Laz halkıyla Lazca konuşarak sürdürmeye çalışırken, bir yandan da yöreye dair izlenimlerini kayıt altına aldı. Marr'ın raporunda paylaştığı bu tanıklıklar arasında çeşitli portreler, farklı halk gruplarının birbirleriyle ilişkileri, kültürel ve folklorik öğeler, günlük yaşam ayrıntıları, ekonomi ve siyasi durum da yer alıyor. Lazistan sancağında geçirdiği zamanı biliminsanı titizliğiyle okurlarına aktarmaya gayret eden Marr, bugün artık yitip gitmiş bir zamanı ve kadim bir coğrafyanın kendine has özelliklerini yazıya dökerek, günümüz için bulunması imkânsız pek çok bilgiyi bir araya getiriyor. Marr'ın kaleme aldığı metin, bilimsel bir rapor olarak da, bir seyahatname olarak da son derece eğlenceli, doyurucu bir okuma vaat ediyor.