Bu kavram, 1989 yılında Kimberlé Crenshaw tarafından ırk, sınıf, cinsiyet ve diğer bireysel özelliklerin birbirleriyle nasıl “kesiştiğini” ve örtüştüğünü tanımlamak için ortaya atılmıştır. İlk başta nispeten muğlak bir hukuk kavramı olarak yaşamlarımıza sirayet eden bu kavram bugün biz aktivistler, akademisyenler ve LGBTİ+ alanında söz üretenler için ne anlam ifade ediyor?
Kaos GL Dergisi'nin 182. sayısında “kesişimsel aktivizm” kavramını tartışmaya açıyoruz. “Kesişimsellik kuramı bugün bizler için ne ifade ediyor? Kesişimsel bir yaklaşım olmadan tahakküm karşısında mücadele etmek mümkün mü? LGBTİ+ çalışmalarının insan hakları, veganizm, sakatlık veya sanatla olan kesişimlerini nasıl ele alıyoruz? Bu kavrama yönelik eleştirel yaklaşımlar ne ve akademide kesişimsellik bizler için en anlam ifade ediyor?” gibi sorulara ve çok daha fazlasına Kaos GL Dergisi'nin Ocak-Şubat 2022 sayısında cevaplar aradık.
Bu kavram, 1989 yılında Kimberlé Crenshaw tarafından ırk, sınıf, cinsiyet ve diğer bireysel özelliklerin birbirleriyle nasıl “kesiştiğini” ve örtüştüğünü tanımlamak için ortaya atılmıştır. İlk başta nispeten muğlak bir hukuk kavramı olarak yaşamlarımıza sirayet eden bu kavram bugün biz aktivistler, akademisyenler ve LGBTİ+ alanında söz üretenler için ne anlam ifade ediyor?
Kaos GL Dergisi'nin 182. sayısında “kesişimsel aktivizm” kavramını tartışmaya açıyoruz. “Kesişimsellik kuramı bugün bizler için ne ifade ediyor? Kesişimsel bir yaklaşım olmadan tahakküm karşısında mücadele etmek mümkün mü? LGBTİ+ çalışmalarının insan hakları, veganizm, sakatlık veya sanatla olan kesişimlerini nasıl ele alıyoruz? Bu kavrama yönelik eleştirel yaklaşımlar ne ve akademide kesişimsellik bizler için en anlam ifade ediyor?” gibi sorulara ve çok daha fazlasına Kaos GL Dergisi'nin Ocak-Şubat 2022 sayısında cevaplar aradık.