Konser salonlarının vazgeçilmez yapıtları haline gelmiş olan liedler birkaç satır söz ve melodiden ibaret değildir; liedlerin edebî ve müzikal derinlikleri vardır. Bu bağlamda liedi sunuş da ayrıca önem kazanmakta, yalnızca güzel bir sesle veya iyi bir teknikle söylemek yeterli olmamaktadır. Bunca inceliği, karmaşıklığı, yoğunluğu abartıya kaçmadan iyi yorumlayabilmek teknik ve sanatsal gücü zorlayan bir çaba gerektirir. Şarkıcının içeriği tüm ruhuyla kavrayıp anlatılmak isteneni, parçanın birkaç dakikalık süresi içinde yaşayarak izleyene iletebilmesi derinlemesine bir çalışma ister.
- Gül Sabar
"Başlangıçta aile ortamında seslendirilen lied, mümkün olduğu kadar yalın ve şarkıcının gerektiğinde piyano yahut bir başka enstrümanla kendisine eşlik edebileceği şekilde tasarlanmıştı; ama 1800'lerden itibaren hızla kazanmaya başladığı saygınlık ile 20. yüzyıla geldiğimizde, Schubert'ten Webern'e kadar tüm bestecilerin katkıda bulunduğu bu tür, müzik tarihindeki yerini çoktan almış, şarkı söylemenin öncelikle bir kültür meselesi olduğunu kavrayan her opera sanatçısı için gerçekle yüzleşeceği bir er meydanına dönüşmüştü.
Bu bağlamda, hazır sırası gelmişken bir kez daha altını çizelim: Günümüzde lied konserlerini yakından takip eden herkes şu gerçeği çok iyi bilmektedir artık: Lied ile hesaplaşma gereği duymayan bir opera sanatçısının sadece ses tellerine güvenerek şarkı söylemesi, en hafifinden, müzik ile arasının açık olduğunu gösterir bize."
- Mehmet Ergüven
Konser salonlarının vazgeçilmez yapıtları haline gelmiş olan liedler birkaç satır söz ve melodiden ibaret değildir; liedlerin edebî ve müzikal derinlikleri vardır. Bu bağlamda liedi sunuş da ayrıca önem kazanmakta, yalnızca güzel bir sesle veya iyi bir teknikle söylemek yeterli olmamaktadır. Bunca inceliği, karmaşıklığı, yoğunluğu abartıya kaçmadan iyi yorumlayabilmek teknik ve sanatsal gücü zorlayan bir çaba gerektirir. Şarkıcının içeriği tüm ruhuyla kavrayıp anlatılmak isteneni, parçanın birkaç dakikalık süresi içinde yaşayarak izleyene iletebilmesi derinlemesine bir çalışma ister.
- Gül Sabar
"Başlangıçta aile ortamında seslendirilen lied, mümkün olduğu kadar yalın ve şarkıcının gerektiğinde piyano yahut bir başka enstrümanla kendisine eşlik edebileceği şekilde tasarlanmıştı; ama 1800'lerden itibaren hızla kazanmaya başladığı saygınlık ile 20. yüzyıla geldiğimizde, Schubert'ten Webern'e kadar tüm bestecilerin katkıda bulunduğu bu tür, müzik tarihindeki yerini çoktan almış, şarkı söylemenin öncelikle bir kültür meselesi olduğunu kavrayan her opera sanatçısı için gerçekle yüzleşeceği bir er meydanına dönüşmüştü.
Bu bağlamda, hazır sırası gelmişken bir kez daha altını çizelim: Günümüzde lied konserlerini yakından takip eden herkes şu gerçeği çok iyi bilmektedir artık: Lied ile hesaplaşma gereği duymayan bir opera sanatçısının sadece ses tellerine güvenerek şarkı söylemesi, en hafifinden, müzik ile arasının açık olduğunu gösterir bize."
- Mehmet Ergüven