Bana bu oyunu Shakespeare'in Atinalı Timon'a söylettiği şu dizeler yazdırdı diyebilirim; “Altın! Sarı, pırıl pırıl, halis altın! Yoo, tanrılar, içim başka dileğim başka değil benim. Ben kök istedim sizden, cömert tanrılar, kök! Altının bu kadarı karayı ak, çirkini güzel, Yanlışı doğru, soysuzu soylu, yaşlıyı genç, Korkağı yiğit etmeye yeter de artar bile. Niçin yaptınız bunu, tanrılar? Nedir zorunuz? Bilmez olur musunuz ki bununla Rahipleriniz, kullarınız elinizden alınabilir; Sapasağlam insanlar ölüm döşeklerine serilebilir,“ diye başlayan ve “Haydi git, adı batası çamur! Seni bütün insanlığın ortak orospusu seni!“ diye devam eden dizeler. Lydia'lılar parayı bulduğunda insanlığın başına ne büyük bir dert açtıklarını bilemezlerdi elbet. Vahşi kapitalizmin zirvesini idrak ettiğimiz şu günlerde yeni yeni düğünler yapılıyor güzel Lydia' ya sahip olabilmek uğruna. Düğün sahipleri ise koskoca dünya nüfusunun içinden çıkan, on ya da on iki aile. O kadar. Her devirde değişiyor aile fertleri. Yeni yeni Hitler'ler, Mussolini'ler, Rasputin'ler peyda oluyor. Ve de bu “seçilmiş“ kişilerin Lydia'ya olan tutkusu değişmiyor. Lydia, binlerce yıldır bütün şehvetiyle akılları almaya devam ediyor. Bana da Lydia'dan çekindiğim için mi, yoksa onu elinde bulunduranların şerrinden korktuğum için mi bilemiyorum, “absürd“ bir oyun yazmak düşüyor. Oyuncu Sayısı: 11 erkek.; 5 kadın
Bana bu oyunu Shakespeare'in Atinalı Timon'a söylettiği şu dizeler yazdırdı diyebilirim; “Altın! Sarı, pırıl pırıl, halis altın! Yoo, tanrılar, içim başka dileğim başka değil benim. Ben kök istedim sizden, cömert tanrılar, kök! Altının bu kadarı karayı ak, çirkini güzel, Yanlışı doğru, soysuzu soylu, yaşlıyı genç, Korkağı yiğit etmeye yeter de artar bile. Niçin yaptınız bunu, tanrılar? Nedir zorunuz? Bilmez olur musunuz ki bununla Rahipleriniz, kullarınız elinizden alınabilir; Sapasağlam insanlar ölüm döşeklerine serilebilir,“ diye başlayan ve “Haydi git, adı batası çamur! Seni bütün insanlığın ortak orospusu seni!“ diye devam eden dizeler. Lydia'lılar parayı bulduğunda insanlığın başına ne büyük bir dert açtıklarını bilemezlerdi elbet. Vahşi kapitalizmin zirvesini idrak ettiğimiz şu günlerde yeni yeni düğünler yapılıyor güzel Lydia' ya sahip olabilmek uğruna. Düğün sahipleri ise koskoca dünya nüfusunun içinden çıkan, on ya da on iki aile. O kadar. Her devirde değişiyor aile fertleri. Yeni yeni Hitler'ler, Mussolini'ler, Rasputin'ler peyda oluyor. Ve de bu “seçilmiş“ kişilerin Lydia'ya olan tutkusu değişmiyor. Lydia, binlerce yıldır bütün şehvetiyle akılları almaya devam ediyor. Bana da Lydia'dan çekindiğim için mi, yoksa onu elinde bulunduranların şerrinden korktuğum için mi bilemiyorum, “absürd“ bir oyun yazmak düşüyor. Oyuncu Sayısı: 11 erkek.; 5 kadın