“Keşke tamamen aşk romanı yazsaydın, daha çok okunurdu.”
-Berna, 36 yaşında, eşim.
“Baba, boyama kitabı değil mi bu? İçine bir iki resim koysaydın ya.”
-Zeynep, Kızım.
“Tam bir deli saçması.”
-Halit Koçak, hocam.
“Güzel olmuş, giriş kısmı özellikle çok ilgi çekici, emek var sonuçta. (Yüzüme.)
-Derya Hanım, edebiyat öğretmeni.
“Vallahi, sınav kağıtlarını yetiştirmem lazımdı, iki sayfa ancak okudum. (Arkamdan.)
-Derya Hanım, edebiyat öğretmeni.
“Üzülerek dosyanızı yayın programımıza alamadığımızı belirtmek isteriz, başka çalışmalarda buluşmak dileğiyle.”
-12 Farklı Yayınevi
Daha birkaç gün önce okuduğu bir yazı aklına gelecekti o an; “Hayat, yaşadığınız başarısızlıklar toplamıdır.” Anlatılmaya çalışılan asıl şey, yenilgilerden çıkarılacak dersler olsa da, o bunu istemiyordu. Sırtının daha fazla mindere değmesine tahammülü kalmamıştı çünkü. Uzun yıllar, hep yaratıcısı tarafından sınandığını düşünse de “yeter” dedi içinden, artık her şey bir son bulmalıydı. Yaşadıklarının ya tanrısal ya da sanrısal bir açıklaması mutlak olmalıydı. Biraz da olsa şımarmak, Tanrı'nın yaramaz çocuğu olabilmek, gazabından çok şefkatine yanak uzatabilmekti bütün istediği ama yine olmamıştı. Bir süre düşündü, aslında ezilmeye ve yenilgiye uğramaya bağımlı bir yapısı olduğunu da o an anlayacaktı. O aptal durumuna düştüğü, en dibe vurduğu, gözlerinin sinirden kıpkırmızı olduğu halini seviyordu. İşte tam da bu yüzden, hafif bir tebessüm takındığı yanağına doğru olanca hızıyla gelen tokat karşısında, hacıyatmaz bedeninde ne bir korku ne de göz kırpması olacaktı…
“Keşke tamamen aşk romanı yazsaydın, daha çok okunurdu.”
-Berna, 36 yaşında, eşim.
“Baba, boyama kitabı değil mi bu? İçine bir iki resim koysaydın ya.”
-Zeynep, Kızım.
“Tam bir deli saçması.”
-Halit Koçak, hocam.
“Güzel olmuş, giriş kısmı özellikle çok ilgi çekici, emek var sonuçta. (Yüzüme.)
-Derya Hanım, edebiyat öğretmeni.
“Vallahi, sınav kağıtlarını yetiştirmem lazımdı, iki sayfa ancak okudum. (Arkamdan.)
-Derya Hanım, edebiyat öğretmeni.
“Üzülerek dosyanızı yayın programımıza alamadığımızı belirtmek isteriz, başka çalışmalarda buluşmak dileğiyle.”
-12 Farklı Yayınevi
Daha birkaç gün önce okuduğu bir yazı aklına gelecekti o an; “Hayat, yaşadığınız başarısızlıklar toplamıdır.” Anlatılmaya çalışılan asıl şey, yenilgilerden çıkarılacak dersler olsa da, o bunu istemiyordu. Sırtının daha fazla mindere değmesine tahammülü kalmamıştı çünkü. Uzun yıllar, hep yaratıcısı tarafından sınandığını düşünse de “yeter” dedi içinden, artık her şey bir son bulmalıydı. Yaşadıklarının ya tanrısal ya da sanrısal bir açıklaması mutlak olmalıydı. Biraz da olsa şımarmak, Tanrı'nın yaramaz çocuğu olabilmek, gazabından çok şefkatine yanak uzatabilmekti bütün istediği ama yine olmamıştı. Bir süre düşündü, aslında ezilmeye ve yenilgiye uğramaya bağımlı bir yapısı olduğunu da o an anlayacaktı. O aptal durumuna düştüğü, en dibe vurduğu, gözlerinin sinirden kıpkırmızı olduğu halini seviyordu. İşte tam da bu yüzden, hafif bir tebessüm takındığı yanağına doğru olanca hızıyla gelen tokat karşısında, hacıyatmaz bedeninde ne bir korku ne de göz kırpması olacaktı…