Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu, bir anlamda Türkiye'nin yakın tarihini doğru okuma kılavuzu mahiyetinde bir kitap. Tarihsizleştirilmiş bir halkın kimlik ve aidiyet arayışının seyir defteri bir yönüyle de. Resmi tanımlamaların temelsizlikleri ve bu temelsizlikten kaynaklanan yetersizlikleri derin bir kimlik bunalımı meydana getiriyor. Aidiyet ile meşruiyet arasındaki açıklık hiç bir ülkede Türkiye ölçüsünde değildir. 20. yüzyılın başındaki şartların dayattığı kavramlaştırmalarla 21. yüzyılın dünyasında ayakta kalmanın imkânı yoktur. Bu yüzden günümüzde savaş sonrası ideolojisi, ancak skolastik düzeyde savunulabiliniyor. Onu da içinde barındıran mağlubiyet ideolojisi ise artık Türkiye için tasarlanmış savaş sonrası ideolojisini destekleyecek güçten mahrumdur. Esasında bu korkulacak bir durum değildir. Her son bir başlangıcı müjdeler. Ayağa kalkmanın, kendi ayakları üzerinde durmanın tam zamanıdır.
Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu, bir anlamda Türkiye'nin yakın tarihini doğru okuma kılavuzu mahiyetinde bir kitap. Tarihsizleştirilmiş bir halkın kimlik ve aidiyet arayışının seyir defteri bir yönüyle de. Resmi tanımlamaların temelsizlikleri ve bu temelsizlikten kaynaklanan yetersizlikleri derin bir kimlik bunalımı meydana getiriyor. Aidiyet ile meşruiyet arasındaki açıklık hiç bir ülkede Türkiye ölçüsünde değildir. 20. yüzyılın başındaki şartların dayattığı kavramlaştırmalarla 21. yüzyılın dünyasında ayakta kalmanın imkânı yoktur. Bu yüzden günümüzde savaş sonrası ideolojisi, ancak skolastik düzeyde savunulabiliniyor. Onu da içinde barındıran mağlubiyet ideolojisi ise artık Türkiye için tasarlanmış savaş sonrası ideolojisini destekleyecek güçten mahrumdur. Esasında bu korkulacak bir durum değildir. Her son bir başlangıcı müjdeler. Ayağa kalkmanın, kendi ayakları üzerinde durmanın tam zamanıdır.