Cumhuriyet'in kuruluşyıllarını takip eden dönemlerde Mahmut Yesari; hayatını “sadece yazarak” idame ettiren az sayıdaki yazarlarımızdan biri olarak, hem dönem edebiyatının ruhunu anlamamızda hem de eserleri üzerinden Türk edebiyatı tarihi, değişen ve gelişen edebiyat türleri hakkında bize zengin örnekler sunabilecek bir edebiyatçı kimliğiyle ortaya çıktı.
Edebiyat tarihimizde genellikle romancılığı ile bilinen Yesari'nin, hikâyeciliğinin görmezden gelindiğine, yok sayıldığına şahit olduk. Çoban Yıldızı, Çulluk ya da Tipi Dindi adlarını duyduğumuzda, romancılığıyla aklımıza gelen Mahmut Yesari'nin, yirmili yıllardan ölüm tarihi olan 1945 yılına kadar gazetelerde ve mecmualarda yayınladığı yüzlerce hikâyesinin varlığı, dolayısıyla Yesari'nin modern hikayeciliğimizde de önemli bir yeri olduğunu düşünmemiz, bu konuda çalışma gerekçelerimizi netleştirmiş oldu.
Cumhuriyet'in kuruluşyıllarını takip eden dönemlerde Mahmut Yesari; hayatını “sadece yazarak” idame ettiren az sayıdaki yazarlarımızdan biri olarak, hem dönem edebiyatının ruhunu anlamamızda hem de eserleri üzerinden Türk edebiyatı tarihi, değişen ve gelişen edebiyat türleri hakkında bize zengin örnekler sunabilecek bir edebiyatçı kimliğiyle ortaya çıktı.
Edebiyat tarihimizde genellikle romancılığı ile bilinen Yesari'nin, hikâyeciliğinin görmezden gelindiğine, yok sayıldığına şahit olduk. Çoban Yıldızı, Çulluk ya da Tipi Dindi adlarını duyduğumuzda, romancılığıyla aklımıza gelen Mahmut Yesari'nin, yirmili yıllardan ölüm tarihi olan 1945 yılına kadar gazetelerde ve mecmualarda yayınladığı yüzlerce hikâyesinin varlığı, dolayısıyla Yesari'nin modern hikayeciliğimizde de önemli bir yeri olduğunu düşünmemiz, bu konuda çalışma gerekçelerimizi netleştirmiş oldu.