Binlerce yıl önce insanlar ikiye ayrılıyordu. Büyü yapabilenler ve diğerleri.Büyü yapabilenler, güçlerini, geldikleri dünya ile bağlantıyı sağlayan Tahmmendar kapısından alıyorlardı. Bir süre sonra yozlaşan büyücüler, en üs tabaka olarak insanları yönetti ve sömürdü. Buna tanrıların arzusu olarak bakan insanlar, dönem dönem isyan etseler de aldıkları tek cevap acımasız şiddet oldu. Tanrıcılık oynayan büyücüler, isyan edenleri yok etmekle kalmadı şehirlerini de yok etti.Ancak sonunda, kör bir kahinin kehaneti gerçekleşti ve iki dünyayı ayıran kapı kapandı. Büyücüler hala büyü yapabilseler de ana güçlerini kaybetmişlerdi. İnsanlar kendilerine yapılan zulmün intikamını alarak, onları hükmettikleri dağlarından indirdiler. Son kalan büyücüler, irfanlarının eserleri olan büyü kitaplarını bir kütüphaneye sakladılar ve yerini zaman içinde unuttular. Binlerce yıl boyunca büyü yapamayan insanlar, dünyaya hükmederken, yine kör bir kahin kehanette bulundu. Kaderin ikizleri gelecekti. Aynı yumurtadan çıkan ikizler, birbirlerine hiç benzemeyecekti. Onlara yaklaşan herkes kaderlerini değiştiğini görecekti. Ve onlar kapanan kapıyı tekrar açacak, unutulmuş kütüphaneyi yeniden bulacaklardı.Kadim kütüphane ve Tahmmendar kapısı hep kaderin ikizlerini beklemişti. Gelişleriyle kütüphane yeniden gün ışığını görecek ve büyü yeniden yeryüzünde güçlenecekti. Ancak hiç bir şey beklenildiği gibi olmadı. Bir büyücü, özellikleri kaderleri değiştirmek olan ikizlerden birinin kaybolmasını sağladı. Diğeri ise kardeşinin kaybından yıllar sonra kütüphaneyi keşfettiğinde, bilinen dünyanın sonuna; sadece bir kaç gün kalmıştı.Tahmmendar kapısını açan kişiyse kaderin ikizleriyle hiç karşılaşmamıştı. Kehanetler öngörülemez şekilde hem gerçekleşmiş, hem de boş çıkmıştı. Peki şimdi ne olacak? Hayatta kalabilenler yeni bir dünya kurabilecekler mi? Yoksa onlarda ruhsuzlar gibi sonunda Uzun Kış'ın getirdiği kalın kar tabakasının altında mı kalacaklar?
Binlerce yıl önce insanlar ikiye ayrılıyordu. Büyü yapabilenler ve diğerleri.Büyü yapabilenler, güçlerini, geldikleri dünya ile bağlantıyı sağlayan Tahmmendar kapısından alıyorlardı. Bir süre sonra yozlaşan büyücüler, en üs tabaka olarak insanları yönetti ve sömürdü. Buna tanrıların arzusu olarak bakan insanlar, dönem dönem isyan etseler de aldıkları tek cevap acımasız şiddet oldu. Tanrıcılık oynayan büyücüler, isyan edenleri yok etmekle kalmadı şehirlerini de yok etti.Ancak sonunda, kör bir kahinin kehaneti gerçekleşti ve iki dünyayı ayıran kapı kapandı. Büyücüler hala büyü yapabilseler de ana güçlerini kaybetmişlerdi. İnsanlar kendilerine yapılan zulmün intikamını alarak, onları hükmettikleri dağlarından indirdiler. Son kalan büyücüler, irfanlarının eserleri olan büyü kitaplarını bir kütüphaneye sakladılar ve yerini zaman içinde unuttular. Binlerce yıl boyunca büyü yapamayan insanlar, dünyaya hükmederken, yine kör bir kahin kehanette bulundu. Kaderin ikizleri gelecekti. Aynı yumurtadan çıkan ikizler, birbirlerine hiç benzemeyecekti. Onlara yaklaşan herkes kaderlerini değiştiğini görecekti. Ve onlar kapanan kapıyı tekrar açacak, unutulmuş kütüphaneyi yeniden bulacaklardı.Kadim kütüphane ve Tahmmendar kapısı hep kaderin ikizlerini beklemişti. Gelişleriyle kütüphane yeniden gün ışığını görecek ve büyü yeniden yeryüzünde güçlenecekti. Ancak hiç bir şey beklenildiği gibi olmadı. Bir büyücü, özellikleri kaderleri değiştirmek olan ikizlerden birinin kaybolmasını sağladı. Diğeri ise kardeşinin kaybından yıllar sonra kütüphaneyi keşfettiğinde, bilinen dünyanın sonuna; sadece bir kaç gün kalmıştı.Tahmmendar kapısını açan kişiyse kaderin ikizleriyle hiç karşılaşmamıştı. Kehanetler öngörülemez şekilde hem gerçekleşmiş, hem de boş çıkmıştı. Peki şimdi ne olacak? Hayatta kalabilenler yeni bir dünya kurabilecekler mi? Yoksa onlarda ruhsuzlar gibi sonunda Uzun Kış'ın getirdiği kalın kar tabakasının altında mı kalacaklar?