“Günümüz bireyin körleştirilerek görmesi çağıdır. Gördüğümüz aydınlık, gerçeği bizden saklar. Gözümüze neon ışıkları verilir, geçici bir körleşme yaratılır; bu körleşme sayesinde iktidarın araçları hayatımızın en kritik noktalarına yerleştirilir. Dolayısıyla yönetimi ve iktidarı birbirinden ayırmadan tartışmak gereklidir. Yönetimin teknik olarak sunulan gerçekliği bizim körleşme noktalarımızdan birisidir ve teknik olanın soğukluğunda baskın ideoloji ve iktidarın araçları gizlenir. Çağdaş yönetim yazını da kendisini tam bu noktada meşrulaştırır. Teknik doğrular, verimlilik ve etkinlik arayışları, şeffaflık, hesap verebilirlik vb. kavramlar teknik doğrular olarak bize sunulurken, daha sahici bir hikâyenin binbir surat militanları olduklarını görmemizi engellemeye çalışırlar” (Kitaptan, s.18).
Elinizdeki çalışma, yazarı tarafından “lisans öğrencileri için yönetim psikoloji alanında yazılmış bir kitap” olarak tasarlanmışsa da, bunun çok ötesine geçiyor. Platon'dan Nietzsche'ye, Heidegger'den Marx'a felsefe tarihini kat ederek iş, yabancılaşma, meta fetişizmi, tüketim çılgınlığı, kontrol ve iktidar gibi kavramları, ilkel manifaktür üretiminden günümüzün esnek üretim biçimlerine uzanan bir tarihsellikte tartışıyor. Makine, İş, Kapitalizm ve İnsan, sadece lisans öğrencileri için değil körleşmeden görmek isteyen herkes için yazılmış bir kitap.
“Günümüz bireyin körleştirilerek görmesi çağıdır. Gördüğümüz aydınlık, gerçeği bizden saklar. Gözümüze neon ışıkları verilir, geçici bir körleşme yaratılır; bu körleşme sayesinde iktidarın araçları hayatımızın en kritik noktalarına yerleştirilir. Dolayısıyla yönetimi ve iktidarı birbirinden ayırmadan tartışmak gereklidir. Yönetimin teknik olarak sunulan gerçekliği bizim körleşme noktalarımızdan birisidir ve teknik olanın soğukluğunda baskın ideoloji ve iktidarın araçları gizlenir. Çağdaş yönetim yazını da kendisini tam bu noktada meşrulaştırır. Teknik doğrular, verimlilik ve etkinlik arayışları, şeffaflık, hesap verebilirlik vb. kavramlar teknik doğrular olarak bize sunulurken, daha sahici bir hikâyenin binbir surat militanları olduklarını görmemizi engellemeye çalışırlar” (Kitaptan, s.18).
Elinizdeki çalışma, yazarı tarafından “lisans öğrencileri için yönetim psikoloji alanında yazılmış bir kitap” olarak tasarlanmışsa da, bunun çok ötesine geçiyor. Platon'dan Nietzsche'ye, Heidegger'den Marx'a felsefe tarihini kat ederek iş, yabancılaşma, meta fetişizmi, tüketim çılgınlığı, kontrol ve iktidar gibi kavramları, ilkel manifaktür üretiminden günümüzün esnek üretim biçimlerine uzanan bir tarihsellikte tartışıyor. Makine, İş, Kapitalizm ve İnsan, sadece lisans öğrencileri için değil körleşmeden görmek isteyen herkes için yazılmış bir kitap.