Makro ekonomik analiz, 1970'lerden beri çok hızlı bir gelişme yaşamaktadır. John Maynard Keynes'in ünlü Genel Teori'' adlı eseri ile bilimsel bir disiplin olarak ortaya çıkan makro analiz, çok tartışmalı bir içeriğe sahiptir. 1960'h yıllara kadar Neo-klasik Sentez olarak tanımlanan ve bugün pek benimsenmeyen bir Keynes yorumu, makro ekonomik analiz ile özdeşleşmiştir. 1960'larda Milton Friedmanın adı ile anılan Paracı yaklaşım (Mone-tarizm) iktisadi anlayışımızı önemli ölçüde etkilemiştir. 1970'li yıllarda şekillenmeye başlayan Yeni-klasik yaklaşım ve onun çok önemli bir öğesi olan Rasyonel Beklentiler Hipotezi, iktisadi anlayışta bir devrim olarak kabul edilmektedir. Paracı ve Yeni-klasik çıkışlar karşısında gerileyen, adeta tedavülden kalkacağı izlenimini veren Keynesci görüş, 1980'li yıllardan itibaren yükselen bir konjonktür yakalamıştır. Yeni Keynescilik olarak anılan bu ekol Keynesci tezlerin altyapısını pekiştirmeye çalışmaktadır. Bu bilimsel çalışmalar doğrultusunda, makro olayları açıklama gücümüz önemli ölçüde gelişmiştir. Ne var ki, bu gelişme sürecinde makro iktisadın öğrenilmesi çok güçleşmiştir. Bu kitap, belli başlı makro ekonomik sorunları anlayabilmek için gerekli asgari bilgi göz önüne alınarak hazırlanmıştır.
Makro ekonomik analiz, 1970'lerden beri çok hızlı bir gelişme yaşamaktadır. John Maynard Keynes'in ünlü Genel Teori'' adlı eseri ile bilimsel bir disiplin olarak ortaya çıkan makro analiz, çok tartışmalı bir içeriğe sahiptir. 1960'h yıllara kadar Neo-klasik Sentez olarak tanımlanan ve bugün pek benimsenmeyen bir Keynes yorumu, makro ekonomik analiz ile özdeşleşmiştir. 1960'larda Milton Friedmanın adı ile anılan Paracı yaklaşım (Mone-tarizm) iktisadi anlayışımızı önemli ölçüde etkilemiştir. 1970'li yıllarda şekillenmeye başlayan Yeni-klasik yaklaşım ve onun çok önemli bir öğesi olan Rasyonel Beklentiler Hipotezi, iktisadi anlayışta bir devrim olarak kabul edilmektedir. Paracı ve Yeni-klasik çıkışlar karşısında gerileyen, adeta tedavülden kalkacağı izlenimini veren Keynesci görüş, 1980'li yıllardan itibaren yükselen bir konjonktür yakalamıştır. Yeni Keynescilik olarak anılan bu ekol Keynesci tezlerin altyapısını pekiştirmeye çalışmaktadır. Bu bilimsel çalışmalar doğrultusunda, makro olayları açıklama gücümüz önemli ölçüde gelişmiştir. Ne var ki, bu gelişme sürecinde makro iktisadın öğrenilmesi çok güçleşmiştir. Bu kitap, belli başlı makro ekonomik sorunları anlayabilmek için gerekli asgari bilgi göz önüne alınarak hazırlanmıştır.