Makyavel'in Yalnızlığı Althusser'in kuramını oluşturan önemli çalışmalarını ya da Althusser'in Mirasını bir araya getiriyor. Bu kitap Althusser'in Türkçe'de şimdiye kadar yayımlanmamış bazı temel çalışmalarını da okura sunuyor. Althusser'in doktora savunusu (Marx İçin Kapital'i Okumak adlı kitaplarını temel alan) Amiens Savunusu ile Makyavel'in Yalnızlığı yayımlanmamış olan temel çalışmalarından ikisi...
Marksizmin eylemcilerinin/öğretmenlerinin sadece iyi bir öğrencisi olduğunu beyan eden ve fiilen mevcut olan kuram dünyasında adeta Makyavel kadar yalnız olan Althusser, hedefinin/girişiminin Marx'ın anlaşılabileceği temelleri göstermek olduğunu söylüyordu:
"Benim kuşağım... Çağdaş tarihin büyük sınıf mücadelelerine yakalanmış bir halde, İşçi Hareketinin kavgalarını yükümlenmiştik ve Marksist olmak istiyorduk. Oysa, Marksist olmak ve kendini Marksisit kuram içinde bulmak, kolay değildi, çünkü daha önceki dogmatizm kendi varlığını, insan (hümanizm) üzerine yapılan 'Marksist' felsefi gevezeliklerle sürdürüyordu. Ve bu gevezelikler, genç Marx'ın yapıtlarının lafzına dayanan tarihin sınavıyla bulanıklaşmış bir düşünceyi bir parça aydınlık içinde görebilmek için Marx'a geri dönmek gerekiyordu. Girişimimin siyasi anlamı üzerinde durmuyorum: Bu girişim, dogmatizmi hümanist ideolojinin sağcılığı üzerinden değil, ama kuramsal hümanizma-karşıtlığının, ampirizm-karşıtlığının ve ekonomizm-karşıtlığının solculuğu üzerinden eleştirmek gibi ve hiç affedilmeyen bir özgünlük sunuyordu. Marksist dogmatizm ve hümanizm tarafından, tahrif edilmiş olan Marksist kurama, kuram ve devrimci kuram kimliklerinin bir kısmını geri vermek gerekiyordu. Marx, Kapital'in önsözünde, 'kendi kafalarıyla düşünen okurlar' temenni etmişti. Marx'ın düşünmüş olduğu şeyi düşünmeye kalkışmak için, asgariden yapılması gereken, onun düşünmüş olduğu şeyi 'kendi kafamızla düşünmekten' ayrılmaksızın ona geri dönmekti.
Marx'ın düşüncesinin maruz bırakılmış olduğu yıkıcılıklara karşı, şayle basit bir düşünce üzerinde diretmek bana kaçılınmaz göründü: Marx'ın düşüncesinin duyulmadık ve devrimci niteliği üzerinde diretmek. Duyulmadık, çünkü Marx, ...tarih bilimi diye adlandırılabilecek olan (devrimci) 'bilimi' kurmuştu. Devrimci, çünkü proletaryayı mücadelesi içinde silahlandıran bu bilimsel keşif, felsefede bir altüst yol açıyordu.
Benim yalnızca hissettirmek değil, ama algılatmak ve eğer mümkünse kavratmak istediğim şey, Marx'ın, kuramda da pratikte de devrimci olan bu yeniliği, bu radikal farklılığıydı, çünkü işçi hareketi ve onun müttefikleri için, bu farklılığın düşünülmüş olmasının, siyaseten ve kuramsal yönden yaşamsal olduğunu düşünüyordum, ve hala öyle düşünüyorum."
Makyavel'in Yalnızlığı Althusser'in kuramını oluşturan önemli çalışmalarını ya da Althusser'in Mirasını bir araya getiriyor. Bu kitap Althusser'in Türkçe'de şimdiye kadar yayımlanmamış bazı temel çalışmalarını da okura sunuyor. Althusser'in doktora savunusu (Marx İçin Kapital'i Okumak adlı kitaplarını temel alan) Amiens Savunusu ile Makyavel'in Yalnızlığı yayımlanmamış olan temel çalışmalarından ikisi...
Marksizmin eylemcilerinin/öğretmenlerinin sadece iyi bir öğrencisi olduğunu beyan eden ve fiilen mevcut olan kuram dünyasında adeta Makyavel kadar yalnız olan Althusser, hedefinin/girişiminin Marx'ın anlaşılabileceği temelleri göstermek olduğunu söylüyordu:
"Benim kuşağım... Çağdaş tarihin büyük sınıf mücadelelerine yakalanmış bir halde, İşçi Hareketinin kavgalarını yükümlenmiştik ve Marksist olmak istiyorduk. Oysa, Marksist olmak ve kendini Marksisit kuram içinde bulmak, kolay değildi, çünkü daha önceki dogmatizm kendi varlığını, insan (hümanizm) üzerine yapılan 'Marksist' felsefi gevezeliklerle sürdürüyordu. Ve bu gevezelikler, genç Marx'ın yapıtlarının lafzına dayanan tarihin sınavıyla bulanıklaşmış bir düşünceyi bir parça aydınlık içinde görebilmek için Marx'a geri dönmek gerekiyordu. Girişimimin siyasi anlamı üzerinde durmuyorum: Bu girişim, dogmatizmi hümanist ideolojinin sağcılığı üzerinden değil, ama kuramsal hümanizma-karşıtlığının, ampirizm-karşıtlığının ve ekonomizm-karşıtlığının solculuğu üzerinden eleştirmek gibi ve hiç affedilmeyen bir özgünlük sunuyordu. Marksist dogmatizm ve hümanizm tarafından, tahrif edilmiş olan Marksist kurama, kuram ve devrimci kuram kimliklerinin bir kısmını geri vermek gerekiyordu. Marx, Kapital'in önsözünde, 'kendi kafalarıyla düşünen okurlar' temenni etmişti. Marx'ın düşünmüş olduğu şeyi düşünmeye kalkışmak için, asgariden yapılması gereken, onun düşünmüş olduğu şeyi 'kendi kafamızla düşünmekten' ayrılmaksızın ona geri dönmekti.
Marx'ın düşüncesinin maruz bırakılmış olduğu yıkıcılıklara karşı, şayle basit bir düşünce üzerinde diretmek bana kaçılınmaz göründü: Marx'ın düşüncesinin duyulmadık ve devrimci niteliği üzerinde diretmek. Duyulmadık, çünkü Marx, ...tarih bilimi diye adlandırılabilecek olan (devrimci) 'bilimi' kurmuştu. Devrimci, çünkü proletaryayı mücadelesi içinde silahlandıran bu bilimsel keşif, felsefede bir altüst yol açıyordu.
Benim yalnızca hissettirmek değil, ama algılatmak ve eğer mümkünse kavratmak istediğim şey, Marx'ın, kuramda da pratikte de devrimci olan bu yeniliği, bu radikal farklılığıydı, çünkü işçi hareketi ve onun müttefikleri için, bu farklılığın düşünülmüş olmasının, siyaseten ve kuramsal yönden yaşamsal olduğunu düşünüyordum, ve hala öyle düşünüyorum."