İbrahim Ünlü kimsesiz kaldığı köyünden ayrılırken büyük adam olma hayalleri kuruyordu. Babasının ölümünden sonra çaresizlikle anılan adına ekleyeceği unvan için çalıştı yıllarca. Fahrettin Kerim Gökay'ın burnunu sıkarak "Aferin!" dediği öğrencilik yıllarından Ticaret Bakanı Yardımcısı olup onun elini sıktığı yıllara kadar birçok olaya tanık oldu. Darüşşafaka Lisesi'nin yetiştirdiği başarılı bir genç olarak UNESCO bursuyla Fransa'ya gittiğinde hayatı değişmeye başlamıştı. Bu kitap Don Kişot'unki kadar savaşçı bir kişiliği olan İbrahim Ünlü'nün anılarını sunuyor okura... Aynı zamanda bir dönemin Türkiye'sini! 80'li yılların sonunda Türk Dış İşleri ile ilgili gelişmelerin siyasetimize etkilerini içeriden bir gözle görecek, dünyanın birçok yerinde Türklere bakış açısını okuyacaksınız. ASALA destekçileriyle ayrı, Türk diplomatlarla ayrı anıları olan Ünlü, geçmişimize kendi penceresini aralayarak ışık tutacak. "Köyde bir kavgada göğsünde bir yara açılmış babamın. Bir daha geçmemiş bu yara ve babam ölmüş. Küçüklüğünde maraz bir koç beslermiş, oradan adı Marazgoç'a çıkmış. Öksüz kaldığım köyümden ayrılırken "büyük adam" olma hayaliyle yola çıkmıştım. Bugün hâlâ soruyorum kendime, "adam" olabildim mi?" -İbrahim Ünlü-
İbrahim Ünlü kimsesiz kaldığı köyünden ayrılırken büyük adam olma hayalleri kuruyordu. Babasının ölümünden sonra çaresizlikle anılan adına ekleyeceği unvan için çalıştı yıllarca. Fahrettin Kerim Gökay'ın burnunu sıkarak "Aferin!" dediği öğrencilik yıllarından Ticaret Bakanı Yardımcısı olup onun elini sıktığı yıllara kadar birçok olaya tanık oldu. Darüşşafaka Lisesi'nin yetiştirdiği başarılı bir genç olarak UNESCO bursuyla Fransa'ya gittiğinde hayatı değişmeye başlamıştı. Bu kitap Don Kişot'unki kadar savaşçı bir kişiliği olan İbrahim Ünlü'nün anılarını sunuyor okura... Aynı zamanda bir dönemin Türkiye'sini! 80'li yılların sonunda Türk Dış İşleri ile ilgili gelişmelerin siyasetimize etkilerini içeriden bir gözle görecek, dünyanın birçok yerinde Türklere bakış açısını okuyacaksınız. ASALA destekçileriyle ayrı, Türk diplomatlarla ayrı anıları olan Ünlü, geçmişimize kendi penceresini aralayarak ışık tutacak. "Köyde bir kavgada göğsünde bir yara açılmış babamın. Bir daha geçmemiş bu yara ve babam ölmüş. Küçüklüğünde maraz bir koç beslermiş, oradan adı Marazgoç'a çıkmış. Öksüz kaldığım köyümden ayrılırken "büyük adam" olma hayaliyle yola çıkmıştım. Bugün hâlâ soruyorum kendime, "adam" olabildim mi?" -İbrahim Ünlü-