Derisi Şiirle Yüzülmüş Aşk Şehidinden Yeni Bir Kitap: Marie Sophie
Hayykitap bu topraklara ait kültürel hafızayı koruyabilen yazarların özgün eserlerini yayınlamaya devam ediyor. Sözün bittiği yerde "yeni bir söz dizimi" ile okuyucusuyla birlikte yeni anlamlara açılıyor.
Hayykitap şiirin manevi bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve "şiir satmaz" diyenlere inat, yeni bir şiir kitabıyla okuyucusunun karşısına çıkıyor. Yayınevinin Turgay Özen ve İlhan Berk'le başlattığı "Hayy Yazılar" dizisi, bu kez Serkan Ozan Özağaç'la devam ediyor.
Evet, Serkan Ozan Özağaç'ın 'ağrısı' sürüyor... "Ta en baştan yitirilen sevgiliyi" Baudelaire'in, Rilke'nin, Hallac'ın, İbn Arabi'nin çöllerinden geçerek arayan ve bulamadığını bile yitiren, derisi şiirle yüzülmüş, modern bir "aşk şehidi" Özağaç...
"Ölmeye ara vermiş bir ozanın" mısraları, şiiri varlık ile yokluk arasında ya da "zamanın ara odalarında" okumayı, ve ruhun cennetten kovulduğu yerde olmayı göze alanlar için...
Sadık Yalsızuçanlar, Özağaç'ın şiiri hakkında şöyle düşünüyor:
"Serkan Ozan Özağaç'ın, 'şiirin bazısı kuşkusuz hikmettir' haberinin sırlarından bir sırra erdiği görülüyor. Belki meryem ve hikmet'in sırrından nasibdar bir esin meleğidir bu. Özağaç şiirinin çok çok büyüyebilecek bir soluğu, kabarabilecek bir damarı olduğu, başında devranın döndüğü, ilahi hikmet'in kokusunun estiği, 'yetmez mi dert derman sana?' diyen niyazi-i mısri'nin deliliğine benzer bir esrikliğin uçuştuğu hissediliyor. Kelimelerinin varacağı yere varmaya muktedir olduğu aşikâr." Haydar Ergülen ise "Serkan Ozan, hiç kimseyi andırmamasıyla dikkat çekiyor, benzersiz bir şair" diyor.
Derisi Şiirle Yüzülmüş Aşk Şehidinden Yeni Bir Kitap: Marie Sophie
Hayykitap bu topraklara ait kültürel hafızayı koruyabilen yazarların özgün eserlerini yayınlamaya devam ediyor. Sözün bittiği yerde "yeni bir söz dizimi" ile okuyucusuyla birlikte yeni anlamlara açılıyor.
Hayykitap şiirin manevi bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve "şiir satmaz" diyenlere inat, yeni bir şiir kitabıyla okuyucusunun karşısına çıkıyor. Yayınevinin Turgay Özen ve İlhan Berk'le başlattığı "Hayy Yazılar" dizisi, bu kez Serkan Ozan Özağaç'la devam ediyor.
Evet, Serkan Ozan Özağaç'ın 'ağrısı' sürüyor... "Ta en baştan yitirilen sevgiliyi" Baudelaire'in, Rilke'nin, Hallac'ın, İbn Arabi'nin çöllerinden geçerek arayan ve bulamadığını bile yitiren, derisi şiirle yüzülmüş, modern bir "aşk şehidi" Özağaç...
"Ölmeye ara vermiş bir ozanın" mısraları, şiiri varlık ile yokluk arasında ya da "zamanın ara odalarında" okumayı, ve ruhun cennetten kovulduğu yerde olmayı göze alanlar için...
Sadık Yalsızuçanlar, Özağaç'ın şiiri hakkında şöyle düşünüyor:
"Serkan Ozan Özağaç'ın, 'şiirin bazısı kuşkusuz hikmettir' haberinin sırlarından bir sırra erdiği görülüyor. Belki meryem ve hikmet'in sırrından nasibdar bir esin meleğidir bu. Özağaç şiirinin çok çok büyüyebilecek bir soluğu, kabarabilecek bir damarı olduğu, başında devranın döndüğü, ilahi hikmet'in kokusunun estiği, 'yetmez mi dert derman sana?' diyen niyazi-i mısri'nin deliliğine benzer bir esrikliğin uçuştuğu hissediliyor. Kelimelerinin varacağı yere varmaya muktedir olduğu aşikâr." Haydar Ergülen ise "Serkan Ozan, hiç kimseyi andırmamasıyla dikkat çekiyor, benzersiz bir şair" diyor.