“Matisse ve Picasso” isimli bu kitap, öyle bilindik bir yan yanalıktan öte, “görme”, “görü” ve “durugörü” konularını iki sanatçı üzerinden ele almaya, yaptığı açıklamalarla eleştirel mekanizmayı işleterek, kendine özgü bir yorum ortaya koymaya çalışıyor. Uzunca zaman bu iki sanatçı üzerine toplanan kaynaklar, düşünmeler, hissetmelerin, bize bu çalışmayı yapma olanağı verdiğini ifade etmeliyiz.
20. yüzyılın modern sanat algısı, Matisse ve Picasso'nun yan yana konumlandırılmasına zemin hazırlamış, bu nadir durum iki sanatçının 1906'da tanışmalarıyla daha da resmî bir hal almıştır. Modern sanatın renk ve çizgi boyutlarına büyük bir zenginlik kazandıran Matisse ve Picasso, 20. yüzyıldaki modern atılımların “renk” ve “çizgi” öncüleri olarak da görülür. Picasso, sanatının hiçbir zaman bir kurama bağlanmasını istememiş, bu tip şeylere karşı çıkmış, sanat algısının kuramlaşması konusu ise, daha çok başka kimseler tarafından önerilen bir şey olmuştur. Her iki sanatçının da hemen aynı yıllarda çıkış yapmaları, aslında onların en net yan yana gelme nedenidir.
İki sanatçı renk ve çizgiden yana olan özelliklerini öne çıkararak gücünü Cezanne'ın “hemen her öğeyi geometriye indirgeyen plastik boyut” felsefesinden alır ve bu felsefe, Matisse'de renk ve kapladığı alanı, Picasso'da da çizgi ve çizginin temsil ettiği plastik alanın belirlenmesinde etkin olur. Matisse'de iç duygu gerçekliği, duygu ve düşüncenin plastik öğeler aracılığıyla dile getirilmesi söz konusudur. Picasso ise plastik öğelerin çehresini değiştirerek izleyici göz üzerinde bir matematik gerçekliğin kabulüne dek işi götürmeye çalışır.
“Matisse ve Picasso” isimli bu kitap, öyle bilindik bir yan yanalıktan öte, “görme”, “görü” ve “durugörü” konularını iki sanatçı üzerinden ele almaya, yaptığı açıklamalarla eleştirel mekanizmayı işleterek, kendine özgü bir yorum ortaya koymaya çalışıyor. Uzunca zaman bu iki sanatçı üzerine toplanan kaynaklar, düşünmeler, hissetmelerin, bize bu çalışmayı yapma olanağı verdiğini ifade etmeliyiz.
20. yüzyılın modern sanat algısı, Matisse ve Picasso'nun yan yana konumlandırılmasına zemin hazırlamış, bu nadir durum iki sanatçının 1906'da tanışmalarıyla daha da resmî bir hal almıştır. Modern sanatın renk ve çizgi boyutlarına büyük bir zenginlik kazandıran Matisse ve Picasso, 20. yüzyıldaki modern atılımların “renk” ve “çizgi” öncüleri olarak da görülür. Picasso, sanatının hiçbir zaman bir kurama bağlanmasını istememiş, bu tip şeylere karşı çıkmış, sanat algısının kuramlaşması konusu ise, daha çok başka kimseler tarafından önerilen bir şey olmuştur. Her iki sanatçının da hemen aynı yıllarda çıkış yapmaları, aslında onların en net yan yana gelme nedenidir.
İki sanatçı renk ve çizgiden yana olan özelliklerini öne çıkararak gücünü Cezanne'ın “hemen her öğeyi geometriye indirgeyen plastik boyut” felsefesinden alır ve bu felsefe, Matisse'de renk ve kapladığı alanı, Picasso'da da çizgi ve çizginin temsil ettiği plastik alanın belirlenmesinde etkin olur. Matisse'de iç duygu gerçekliği, duygu ve düşüncenin plastik öğeler aracılığıyla dile getirilmesi söz konusudur. Picasso ise plastik öğelerin çehresini değiştirerek izleyici göz üzerinde bir matematik gerçekliğin kabulüne dek işi götürmeye çalışır.