İslâm tefekkür tarihi içinde, iman esaslarının ve dolayısıyla İslâm dininin felsefesini yapan kelâm ilminin önemi, yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından kabul edilen bir husustur. Ehl-i sünnet kelâmının tefekkür tarihimizdeki yeri ise başka bir önem taşır. Sünnî kelâmın kurucusu İmâm Mâtürîdî ve ona nispet edilen Mâtürîdiyye ekolü hakkındaki araştırmalar ivme kazansa da henüz yeterli seviyeye ulaşmamıştır. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'nin telîf, imlâ veya takriri sonucu vücûd bulmuş bir eser olma ihtimali zayıf görünse de en azından onun görüş ve düşünüşlerine nisbeten erken dönemlerde kaleme alınmış Akîde Risâlesi üzerine Şâfiî ve Eş'arî âlim Sübkî'nin meydana getirdiği şerh ihmal edilmemesi gereken bir kaynaktır. Bu anlayış içinde Mâtürîdî'nin Akîde Risâlesi ve Şerhi adı altında bir çalışma yapmanın gerekliliği izahtan vâreste idi. İşte bu çalışma böyle bir kanaatin mahsulüdür.
İslâm tefekkür tarihi içinde, iman esaslarının ve dolayısıyla İslâm dininin felsefesini yapan kelâm ilminin önemi, yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından kabul edilen bir husustur. Ehl-i sünnet kelâmının tefekkür tarihimizdeki yeri ise başka bir önem taşır. Sünnî kelâmın kurucusu İmâm Mâtürîdî ve ona nispet edilen Mâtürîdiyye ekolü hakkındaki araştırmalar ivme kazansa da henüz yeterli seviyeye ulaşmamıştır. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'nin telîf, imlâ veya takriri sonucu vücûd bulmuş bir eser olma ihtimali zayıf görünse de en azından onun görüş ve düşünüşlerine nisbeten erken dönemlerde kaleme alınmış Akîde Risâlesi üzerine Şâfiî ve Eş'arî âlim Sübkî'nin meydana getirdiği şerh ihmal edilmemesi gereken bir kaynaktır. Bu anlayış içinde Mâtürîdî'nin Akîde Risâlesi ve Şerhi adı altında bir çalışma yapmanın gerekliliği izahtan vâreste idi. İşte bu çalışma böyle bir kanaatin mahsulüdür.