“Kapsayıcı, dönüştürücü; ama kavgalardan, polemiklerden uzak kalmaya özen gösteren / medyatik şöhreti ya da edebiyat içi çekişmelerde rol oynamayı değil / yalnız kalma pahasına has ve kalıcı edebiyat yapmayı seçen / kolayı değil hep zoru seçen / haykırmadan anlatan / her daim başkalarını anlamaya çalışan bir edebiyat bu... Dışlamayan ve kendini tekrar etmeyen bir yaratıcılık onunkisi. Politik ya da ideolojik kamplaşmalardan uzak duran, kimseyle takışmayan / yüreği geniş-kalemi geniş-vicdanı geniş bir yazarlık... Başlı başına bir edebiyat vahası Selim İleri edebiyatı.“
Elif Şafak
“Selim İleri, Türk edebiyatının artık bir klasiğidir. Geçmiş edebiyatımız artık sadece onun hissettikleri ile yaşıyor. Bugün üslup diye bir olgunun bu düzeyde farkında olan tek yazarımız. Edebiyatının dayandığı ironi, irdelediği kötülük, tüm o parodi, tiyatrosallık başlı başına öğelerdir. Yerli kültürümüzle Batılı kültürün mitolojik öğeleri onun yapıtında ayrı bir sentez içindedir. Melodram başlı başına bir olgudur. Fakat onu yeterince irdelemedik.“
Hasan Bülent Kahraman
“Kapsayıcı, dönüştürücü; ama kavgalardan, polemiklerden uzak kalmaya özen gösteren / medyatik şöhreti ya da edebiyat içi çekişmelerde rol oynamayı değil / yalnız kalma pahasına has ve kalıcı edebiyat yapmayı seçen / kolayı değil hep zoru seçen / haykırmadan anlatan / her daim başkalarını anlamaya çalışan bir edebiyat bu... Dışlamayan ve kendini tekrar etmeyen bir yaratıcılık onunkisi. Politik ya da ideolojik kamplaşmalardan uzak duran, kimseyle takışmayan / yüreği geniş-kalemi geniş-vicdanı geniş bir yazarlık... Başlı başına bir edebiyat vahası Selim İleri edebiyatı.“
Elif Şafak
“Selim İleri, Türk edebiyatının artık bir klasiğidir. Geçmiş edebiyatımız artık sadece onun hissettikleri ile yaşıyor. Bugün üslup diye bir olgunun bu düzeyde farkında olan tek yazarımız. Edebiyatının dayandığı ironi, irdelediği kötülük, tüm o parodi, tiyatrosallık başlı başına öğelerdir. Yerli kültürümüzle Batılı kültürün mitolojik öğeleri onun yapıtında ayrı bir sentez içindedir. Melodram başlı başına bir olgudur. Fakat onu yeterince irdelemedik.“
Hasan Bülent Kahraman