Gökyüzüne hiç bakmadığımız bir dünyanın, küçücük penceresinin aralığından karşılıyoruz hayatı. Söylersek büyüsü bozulur diye, umudu içimizde tutup, gökkuşağına salıncak kurmadan, kendi derinliğimizde kaybolup, bakmaya korktuğumuz maviliklerin hasretiyle yaşıyoruz hep. “Mavi Tutsak” kalıyor bu yüzden yüreğimizde.
Ne kadar yaşarsak yaşayalım ne kadar uzağa gidersek gidelim. Bazı insanların yüreğimizde bıraktığı değer anlamını yitirmiyor. Gözümüz gökyüzüne de baksa, maviliklere de boyansak, sırılsıklam da olsak yağmur altında, göğüs kafesimizin içinde hep aynı kişi duruyor. “Sen Hasret” yaşıyorsun hep yeryüzünde.
Oğuzhan Özpolat
Gökyüzüne hiç bakmadığımız bir dünyanın, küçücük penceresinin aralığından karşılıyoruz hayatı. Söylersek büyüsü bozulur diye, umudu içimizde tutup, gökkuşağına salıncak kurmadan, kendi derinliğimizde kaybolup, bakmaya korktuğumuz maviliklerin hasretiyle yaşıyoruz hep. “Mavi Tutsak” kalıyor bu yüzden yüreğimizde.
Ne kadar yaşarsak yaşayalım ne kadar uzağa gidersek gidelim. Bazı insanların yüreğimizde bıraktığı değer anlamını yitirmiyor. Gözümüz gökyüzüne de baksa, maviliklere de boyansak, sırılsıklam da olsak yağmur altında, göğüs kafesimizin içinde hep aynı kişi duruyor. “Sen Hasret” yaşıyorsun hep yeryüzünde.
Oğuzhan Özpolat