İslâm âlimleri, yüzyıllar boyunca Kur'ân ve Sünnet'ten ilhâm alarak edebe ve güzel ahlâka dair çok kıymetli eserler kaleme almışlar ve Ümmet-i Muhammed'in istifâdesine sunmuşlardır. Bu eserlerden birisi de Çarşamba Müftüsü Sûfîzâde Seyyid Hasan Hulûsî Efendi'nin yazdığı Mecma‘u'l-Âdâb isimli eserdir. Hasan Hulûsî Efendi'nin Türkçe olarak telif ettiği bu eseri, yazıldığı dönemde ve daha sonrasında çok okunan bir âdâb eseri olarak temeyyüz etmiştir. Mecma‘u'l-Âdâb'ın -tespit edebildiğimiz kadarıyla- Osmanlı döneminde sekiz defa, Cumhuriyet döneminde de farklı sadeleştirmelerle altı defa neşrinin yapılması bu durumun bir tezâhürüdür.
Mecma‘u'l-Âdâb'ın elinizdeki neşri ise daha önceki neşirler arasında bir ilk özelliğini taşımaktadır. Bu neşirde eserin kendi diline müdâhele edilmeksizin latin harflerine aktarılmasının yanı sıra, Arap harfli asıl hâli de latin harfli çevirisinin karşı sayfasına yeni bir dizgi ile yerleştirilmiştir. Bu sayede isteyen okuyucu Mecma‘u'l-Âdâb'ı latin harfli çevirisinden okuyabilecek, isteyen okuyucu da orijinal alfabesinden okuyabilecektir. Bu vesîle ile okuyucularımız bir yandan dînimizin edep ve güzel ahlâka dair temel prensiplerini öğrenirken, diğer yandan da Osmanlı Türkçesi okumalarını geliştirebileceklerdir.
İslâm âlimleri, yüzyıllar boyunca Kur'ân ve Sünnet'ten ilhâm alarak edebe ve güzel ahlâka dair çok kıymetli eserler kaleme almışlar ve Ümmet-i Muhammed'in istifâdesine sunmuşlardır. Bu eserlerden birisi de Çarşamba Müftüsü Sûfîzâde Seyyid Hasan Hulûsî Efendi'nin yazdığı Mecma‘u'l-Âdâb isimli eserdir. Hasan Hulûsî Efendi'nin Türkçe olarak telif ettiği bu eseri, yazıldığı dönemde ve daha sonrasında çok okunan bir âdâb eseri olarak temeyyüz etmiştir. Mecma‘u'l-Âdâb'ın -tespit edebildiğimiz kadarıyla- Osmanlı döneminde sekiz defa, Cumhuriyet döneminde de farklı sadeleştirmelerle altı defa neşrinin yapılması bu durumun bir tezâhürüdür.
Mecma‘u'l-Âdâb'ın elinizdeki neşri ise daha önceki neşirler arasında bir ilk özelliğini taşımaktadır. Bu neşirde eserin kendi diline müdâhele edilmeksizin latin harflerine aktarılmasının yanı sıra, Arap harfli asıl hâli de latin harfli çevirisinin karşı sayfasına yeni bir dizgi ile yerleştirilmiştir. Bu sayede isteyen okuyucu Mecma‘u'l-Âdâb'ı latin harfli çevirisinden okuyabilecek, isteyen okuyucu da orijinal alfabesinden okuyabilecektir. Bu vesîle ile okuyucularımız bir yandan dînimizin edep ve güzel ahlâka dair temel prensiplerini öğrenirken, diğer yandan da Osmanlı Türkçesi okumalarını geliştirebileceklerdir.