Medya... Tek kelimelik, ama her şeyi kapsayan, çoğunlukla da kuşatıcı gücüne maruz kalınan sihirli bir evrene işaret eden ayinsel, büyüsel ve ışığı güçlü sözcük... İçinde her şeyin bulun(durul)abileceğinin iddia edildiği bir gösteri alemi... Bilinen klasik işlevlerinin çok ötesine taşınan, o büyülü dünyanın içinde farkına var(dırıl)madığımız yönlendirme ve etkileme gücüyle gündelik hayatımızı çevreleyen ve o hayatı bizim(miş) gibi kılan, isteklerimizin ve arzularımızın efendisi... Gerçek... Uzlaşmazlık ve çatışma alanı...Medya, gerçekliği yansıtır mı yoksa yeniden üretip kurar mı? Medya çalışmalarında gerçekliğin inşasının incelemeye alınması haber, olay / olgu, dil, anlam, söylem ve ideoloji gibi kavramların özenli ve dikkatli bir biçimde bir araya getirilip kullanılmasına dair bir çabayı kapsamaktadır. Ne üzerine, nasıl düşünülecek, neler hakkında düşünülecek ve nasıl davranılacak? Daha da önemlisi bu, zor kullanmadan ve baskı yaratmadan modern bir toplumda nasıl başarılacak? Gündelik hayatın her alanına sızmayı beceren medya bunu gerçekleştirme gücünü nereden almakta ve bu güç nasıl meşru kılınmaktadır? Tüketici kimliği giydirilmiş bizlerde bize ait olmayan ama bizim(miş) gibi duran (yapay) istek ve arzularımızın inşasının amacı nedir? En önemlisi, yaşadığımız gerçek(lik) ve yaşadığımızı sandığımız gerçek(lik) üzerine ne söyleyebiliriz? İşte elinizdeki bu kitap, böylesine geniş ve karmaşık bir alana dair doğru ve kesin cevaplar vermekten daha çok, hayatın belirli alanlarına dair örneklerle, bunu ancak bir arzu olarak ortaya koymayı amaçlamaktadır. -S. Yağlı-
Medya... Tek kelimelik, ama her şeyi kapsayan, çoğunlukla da kuşatıcı gücüne maruz kalınan sihirli bir evrene işaret eden ayinsel, büyüsel ve ışığı güçlü sözcük... İçinde her şeyin bulun(durul)abileceğinin iddia edildiği bir gösteri alemi... Bilinen klasik işlevlerinin çok ötesine taşınan, o büyülü dünyanın içinde farkına var(dırıl)madığımız yönlendirme ve etkileme gücüyle gündelik hayatımızı çevreleyen ve o hayatı bizim(miş) gibi kılan, isteklerimizin ve arzularımızın efendisi... Gerçek... Uzlaşmazlık ve çatışma alanı...Medya, gerçekliği yansıtır mı yoksa yeniden üretip kurar mı? Medya çalışmalarında gerçekliğin inşasının incelemeye alınması haber, olay / olgu, dil, anlam, söylem ve ideoloji gibi kavramların özenli ve dikkatli bir biçimde bir araya getirilip kullanılmasına dair bir çabayı kapsamaktadır. Ne üzerine, nasıl düşünülecek, neler hakkında düşünülecek ve nasıl davranılacak? Daha da önemlisi bu, zor kullanmadan ve baskı yaratmadan modern bir toplumda nasıl başarılacak? Gündelik hayatın her alanına sızmayı beceren medya bunu gerçekleştirme gücünü nereden almakta ve bu güç nasıl meşru kılınmaktadır? Tüketici kimliği giydirilmiş bizlerde bize ait olmayan ama bizim(miş) gibi duran (yapay) istek ve arzularımızın inşasının amacı nedir? En önemlisi, yaşadığımız gerçek(lik) ve yaşadığımızı sandığımız gerçek(lik) üzerine ne söyleyebiliriz? İşte elinizdeki bu kitap, böylesine geniş ve karmaşık bir alana dair doğru ve kesin cevaplar vermekten daha çok, hayatın belirli alanlarına dair örneklerle, bunu ancak bir arzu olarak ortaya koymayı amaçlamaktadır. -S. Yağlı-