Mehmed'in kendisi, çocukluğunda, ailesinin, evin dışındaki bahçede nasıl toplandığı, babasının bağdaş kurarak oturup kaval çalıp, klasik Kürt destanlarından dizeler söylediğini, anlatırdı. Söz konusu o klasik anlatılar için, bir modern roman edebiyatı yoktu ve bu türden edebiyat türü için, bir edebi dilden bahsetmek de zordu. Bu, Mehmed'in görevi oldu. Öyle ki kendisi bu görevi, bu dili geliştirmek amacıyla, kendisine vermiş oldu.
Kendisi, 1977'de İsveç'e mülteci olarak geldi ve uzun bir süre Stockholm dışında, Sundbyberg'de yaşadı. Mehmed sürekli olarak içinde bulunduğu durumun ne anlama geldiğini düşünüyor, değerlendiriyordu. Onunla en son "Karolinska Hastanesi"nde (Stockholm) görüştüğümde, yatağının başucundaki masada, tipik olacak ama, Edward Said'in sürgünde yazdığı deneme kitabı vardı.
Sürgün, Mehmed için, kesinlikle olumsuzluk anlamı taşımıyordu. Burası, kendisine yeni perspektivler sundu. Kitaplarla yakın bir ilişki, arkadaşlık kurdu. Yazarlık için yeni ilişkileri sağladı ve tüm bunlar net olarak bir gerçeğe, edebiyata sınıf koymanın imkansız olduğuna işaret ediyordu. Bu arada, sürgün yaşamının, kaçınılması zor, sonu gelmez özlemlerle dolu; insanların şekillendiği, yaşanılan eski yıllara, yerlere ve lişilere olan hasretle yüklü olduğunu da söylemek gerek.
Jan - Erik Pettersson Gazateci - Yazar
Mehmed'in kendisi, çocukluğunda, ailesinin, evin dışındaki bahçede nasıl toplandığı, babasının bağdaş kurarak oturup kaval çalıp, klasik Kürt destanlarından dizeler söylediğini, anlatırdı. Söz konusu o klasik anlatılar için, bir modern roman edebiyatı yoktu ve bu türden edebiyat türü için, bir edebi dilden bahsetmek de zordu. Bu, Mehmed'in görevi oldu. Öyle ki kendisi bu görevi, bu dili geliştirmek amacıyla, kendisine vermiş oldu.
Kendisi, 1977'de İsveç'e mülteci olarak geldi ve uzun bir süre Stockholm dışında, Sundbyberg'de yaşadı. Mehmed sürekli olarak içinde bulunduğu durumun ne anlama geldiğini düşünüyor, değerlendiriyordu. Onunla en son "Karolinska Hastanesi"nde (Stockholm) görüştüğümde, yatağının başucundaki masada, tipik olacak ama, Edward Said'in sürgünde yazdığı deneme kitabı vardı.
Sürgün, Mehmed için, kesinlikle olumsuzluk anlamı taşımıyordu. Burası, kendisine yeni perspektivler sundu. Kitaplarla yakın bir ilişki, arkadaşlık kurdu. Yazarlık için yeni ilişkileri sağladı ve tüm bunlar net olarak bir gerçeğe, edebiyata sınıf koymanın imkansız olduğuna işaret ediyordu. Bu arada, sürgün yaşamının, kaçınılması zor, sonu gelmez özlemlerle dolu; insanların şekillendiği, yaşanılan eski yıllara, yerlere ve lişilere olan hasretle yüklü olduğunu da söylemek gerek.
Jan - Erik Pettersson Gazateci - Yazar