“Yıllardan beri hep yazdım. Okuduğum her şey bana yeni bir şeyler düşündürüyordu. Kütüphaneler, içinden fikirler fışkıran birer mekândı. Orada geçirdiğim saatler bir süre sonra yine kütüphanelere girecek yazılara dönüşüyordu. Diyebilirim ki Kaplan Bey'in ‘yazarak düşünün' çağrısına bol bol cevap verdim. Onun sayesinde kısa denemeler, eser tanıtmaları yazmayı da öğrenmiştim. Bunlara devam ettim. Böylece okumak ve onun devamı olan yazmak, hayatımın belki de yegâne meşgalesi oldu. Yazılarımı okuyanlar Kaplan Bey'den ne kadar çok etkilenmiş olduğumu kolayca görmüşlerdir.”
İnci Enginün, hocası Mehmet Kaplan hakkındaki yazılarını bir araya getirdiği bu eserinde, Kaplan'ın hayat hikâyesini, hocalığını ve edebiyat dünyasındaki yerini hem talebesi hem de meslektaşı olarak inceliyor. Eserin sonuna Kaplan'ın “hocalığını ve tevazuunu” gösteren mektupları da eklenmişt
“Yıllardan beri hep yazdım. Okuduğum her şey bana yeni bir şeyler düşündürüyordu. Kütüphaneler, içinden fikirler fışkıran birer mekândı. Orada geçirdiğim saatler bir süre sonra yine kütüphanelere girecek yazılara dönüşüyordu. Diyebilirim ki Kaplan Bey'in ‘yazarak düşünün' çağrısına bol bol cevap verdim. Onun sayesinde kısa denemeler, eser tanıtmaları yazmayı da öğrenmiştim. Bunlara devam ettim. Böylece okumak ve onun devamı olan yazmak, hayatımın belki de yegâne meşgalesi oldu. Yazılarımı okuyanlar Kaplan Bey'den ne kadar çok etkilenmiş olduğumu kolayca görmüşlerdir.”
İnci Enginün, hocası Mehmet Kaplan hakkındaki yazılarını bir araya getirdiği bu eserinde, Kaplan'ın hayat hikâyesini, hocalığını ve edebiyat dünyasındaki yerini hem talebesi hem de meslektaşı olarak inceliyor. Eserin sonuna Kaplan'ın “hocalığını ve tevazuunu” gösteren mektupları da eklenmişt