Çin felsefesi söz konusuysa akıllara gelen ilk isim hiç kuşkusuz Konfuçyüs'tür. Ancak onun kadim öğretisini geniş topraklara yayan ve dünyanın dört bir yanına tanıtan fikir adamı, en etkin takipçisi Mengzi'dır; bu nedenle ikinci bilge vasfıyla dillendirilir. Böylesi bir konumda değerlenmesi, ön planda tutulan ilkeleri birebir benimsemesinden öte ekole yepyeni bir bakış açısı sunmasıyla ilgilidir. Modern psikoloji bilimine temel oluşturan kuramların ilk örnekleri, Konfuçyüs'ün ısrarla üzerinde durduğu normatif ahlak sistemini insan doğası görüşüyle kaynaştıran Mengzi öğretisinin meta-etik uzantılarında görülür. Doğuştancılıkta savunduğu iyiliğin sezgiselle keşfedilmesi, duygu ile düşüncenin ayrılmaz bütünlüğünde zihinsel-spiritüel bir kolektiften bahsetmesi ve kişisel gelişim sürecini bilişsel, duyuşsal ve motivasyonel güdülere entegre etmesi, Mengzi'daki psikolojik altyapının esaslarıdır. Hem empiristlere hem de rasyonalistlere muhalif profiliyle, açık bir şekilde duyarlılık teorisine kalıcı izler bırakırken fıtri erdemliliği kötücül eğilimlerden uzaklaştırma yollarını da uzun uzadıya anlatır. Kimileri onun teorisini fazlasıyla optimist bulur; kimileri de idealist. Konfuçyüs'ün kuralcı ve statükocu geleneğine göre makul ölçüde optimisttir, gel gelelim toplumsal tabakalaşmayı reddeden tutumuyla da kuvvetle muhtemel idealisttir. Düşünürün dünyasına yapılan yolculukla asıl gayenin bireyleri ahlaki kimlik kazanma metotlarına yönlendirmek olduğu çözümlenir. 19. yüzyılda felsefenin kolu olmaktan çıkıp pozitif bilim dalına evirilen psikolojinin ve bu alanda çeşitlenmeye devam etmekte olan kişilik analizine dayalı çalışmaların, antik çağlarda Grek filozoflarında bile rastlanmayan derinliğinin Mengzi tarafından detaylandırılarak bir kuramsala dönüştüğü gerçeği, yadsınamaz bir ehemmiyet taşıdığından günümüz araştırmalarına ışık tutacak; belki de birtakım ezberleri bozacaktır.
Çin felsefesi söz konusuysa akıllara gelen ilk isim hiç kuşkusuz Konfuçyüs'tür. Ancak onun kadim öğretisini geniş topraklara yayan ve dünyanın dört bir yanına tanıtan fikir adamı, en etkin takipçisi Mengzi'dır; bu nedenle ikinci bilge vasfıyla dillendirilir. Böylesi bir konumda değerlenmesi, ön planda tutulan ilkeleri birebir benimsemesinden öte ekole yepyeni bir bakış açısı sunmasıyla ilgilidir. Modern psikoloji bilimine temel oluşturan kuramların ilk örnekleri, Konfuçyüs'ün ısrarla üzerinde durduğu normatif ahlak sistemini insan doğası görüşüyle kaynaştıran Mengzi öğretisinin meta-etik uzantılarında görülür. Doğuştancılıkta savunduğu iyiliğin sezgiselle keşfedilmesi, duygu ile düşüncenin ayrılmaz bütünlüğünde zihinsel-spiritüel bir kolektiften bahsetmesi ve kişisel gelişim sürecini bilişsel, duyuşsal ve motivasyonel güdülere entegre etmesi, Mengzi'daki psikolojik altyapının esaslarıdır. Hem empiristlere hem de rasyonalistlere muhalif profiliyle, açık bir şekilde duyarlılık teorisine kalıcı izler bırakırken fıtri erdemliliği kötücül eğilimlerden uzaklaştırma yollarını da uzun uzadıya anlatır. Kimileri onun teorisini fazlasıyla optimist bulur; kimileri de idealist. Konfuçyüs'ün kuralcı ve statükocu geleneğine göre makul ölçüde optimisttir, gel gelelim toplumsal tabakalaşmayı reddeden tutumuyla da kuvvetle muhtemel idealisttir. Düşünürün dünyasına yapılan yolculukla asıl gayenin bireyleri ahlaki kimlik kazanma metotlarına yönlendirmek olduğu çözümlenir. 19. yüzyılda felsefenin kolu olmaktan çıkıp pozitif bilim dalına evirilen psikolojinin ve bu alanda çeşitlenmeye devam etmekte olan kişilik analizine dayalı çalışmaların, antik çağlarda Grek filozoflarında bile rastlanmayan derinliğinin Mengzi tarafından detaylandırılarak bir kuramsala dönüştüğü gerçeği, yadsınamaz bir ehemmiyet taşıdığından günümüz araştırmalarına ışık tutacak; belki de birtakım ezberleri bozacaktır.