Meryama kahkahalar atmayı kesip tahtının iki kolundan tutarak ayağa kalktı. Dalgalı gece mavisi saçları iki yana dökülmüş, kalçalarına kadar uzanıyordu ve adeta bir kraliçeyi andırıyordu. Onun tahtta oturmasına şaşmamalıydı. Ellerini bana uzatarak aydınlık tarafa doğru gelmeye başladı suda süzülürmüşçesine ağır adımlarla. Bana uzattığı eli dikkatimi çekti. Parmakları uzun, uçları sivriydi ve tırnak yerine yeşil pullar vardı parmaklarının uç kısımlarına doğru. Tam alnında, iki kaşının arasında duran ve püskülleri olan altın süslemeli bir halka ışıl ışıl parlıyordu. Halkanın ortasında ise iki ayağının üzerine kalkmış bir ayı, bir yanında başını kaldırıp ağzını açmış bir yılan ve öteki yanında ise dişlerini gösteren vahşi bir kedi vardı. Saçlarının iki yanında da uçlara doğru eşit aralıklarla altından boncuklar diziliydi. Saçındaki bir tutam beyazlık ona ışıltı katarken ben karşısında büyülenmiş, kıpırdayamıyordum.
Meryama kahkahalar atmayı kesip tahtının iki kolundan tutarak ayağa kalktı. Dalgalı gece mavisi saçları iki yana dökülmüş, kalçalarına kadar uzanıyordu ve adeta bir kraliçeyi andırıyordu. Onun tahtta oturmasına şaşmamalıydı. Ellerini bana uzatarak aydınlık tarafa doğru gelmeye başladı suda süzülürmüşçesine ağır adımlarla. Bana uzattığı eli dikkatimi çekti. Parmakları uzun, uçları sivriydi ve tırnak yerine yeşil pullar vardı parmaklarının uç kısımlarına doğru. Tam alnında, iki kaşının arasında duran ve püskülleri olan altın süslemeli bir halka ışıl ışıl parlıyordu. Halkanın ortasında ise iki ayağının üzerine kalkmış bir ayı, bir yanında başını kaldırıp ağzını açmış bir yılan ve öteki yanında ise dişlerini gösteren vahşi bir kedi vardı. Saçlarının iki yanında da uçlara doğru eşit aralıklarla altından boncuklar diziliydi. Saçındaki bir tutam beyazlık ona ışıltı katarken ben karşısında büyülenmiş, kıpırdayamıyordum.