Ali Emre şiirinde yeni bir toplam, farklı bir dönemeç Meryem'in Yokluğunda. Ağır bir iç sızısının, başka yuvalara sığmayan acıların hemen yanı başında diri bir sesle, eleştirel bir bakışla, umut ve inançla örülmüş tanıklıkları, insanlık hâllerini, sosyal ve siyasal vurguları görmek mümkün.
“Meryem'in Yokluğunda Annem”, “Tandır Kaynayınca” ve “Buz Gibi Sosyoloji” başlıklarını taşıyan üç bölüme ayrılan kitapta; kişisel yönü baskın içli ve lirik ses rüzgârına, tarihsel ve toplumsal yükseltiler eşlik ediyor. Merhamet, yokluk, özlem, direnç, arayış, öfke, çırpınış ve kavga içinde oluşan bilinç ve duyarlılık; hem geçmişe uzanan hem de güncelliği gözeten dinamik bir düzlemde birbiri ardınca açılan farklı pencerelerle sesleniyor okuyucuya.
Ali Emre şiirinde yeni bir toplam, farklı bir dönemeç Meryem'in Yokluğunda. Ağır bir iç sızısının, başka yuvalara sığmayan acıların hemen yanı başında diri bir sesle, eleştirel bir bakışla, umut ve inançla örülmüş tanıklıkları, insanlık hâllerini, sosyal ve siyasal vurguları görmek mümkün.
“Meryem'in Yokluğunda Annem”, “Tandır Kaynayınca” ve “Buz Gibi Sosyoloji” başlıklarını taşıyan üç bölüme ayrılan kitapta; kişisel yönü baskın içli ve lirik ses rüzgârına, tarihsel ve toplumsal yükseltiler eşlik ediyor. Merhamet, yokluk, özlem, direnç, arayış, öfke, çırpınış ve kavga içinde oluşan bilinç ve duyarlılık; hem geçmişe uzanan hem de güncelliği gözeten dinamik bir düzlemde birbiri ardınca açılan farklı pencerelerle sesleniyor okuyucuya.