Geçmiş zaman padişahlarından biri vardı. Bu padişah, dünya malı bakımından oldukça zengin, ruhen ve kalben hem çok mutlu hem de her bakımdan güçlü durumdaydı.
Bu zengin padişah, bir gün atına bindi. Kendine yakın saray halkıyla birlikte avlanmaya çıktı. Yolda giderken, güzel bir cariye gördü. O cariyenin kulu, kölesi oldu. Aşkından kendi kendini kafese kapatılmış bir kuş gibi hissetti ve acılar içinde kaldı. Çaresiz kaldı ve o cariyeyi satın aldı. Onu aldığı ve arzularına kavuştuğu için de çok mutlu oldu.
Ne yazık ki çok geçmeden Hak tarafından cariye hastalandı. Padişah memleketindeki ve başka memleketlerdeki bütün meşhur doktorları topladı ve onlara şöyle dedi:
Her ikimizin hayatı da sizin elinizdedir. Benim hayatımın önemi yoktur. Benim hayatım şu gördüğünüz kızcağızdır. Benim derdim, hastalığım, ilacım, dermanım odur. Kim, benim canımı tedavi ederse, her şeyimi, malımı, mülkümü ona vereceğim.
Geçmiş zaman padişahlarından biri vardı. Bu padişah, dünya malı bakımından oldukça zengin, ruhen ve kalben hem çok mutlu hem de her bakımdan güçlü durumdaydı.
Bu zengin padişah, bir gün atına bindi. Kendine yakın saray halkıyla birlikte avlanmaya çıktı. Yolda giderken, güzel bir cariye gördü. O cariyenin kulu, kölesi oldu. Aşkından kendi kendini kafese kapatılmış bir kuş gibi hissetti ve acılar içinde kaldı. Çaresiz kaldı ve o cariyeyi satın aldı. Onu aldığı ve arzularına kavuştuğu için de çok mutlu oldu.
Ne yazık ki çok geçmeden Hak tarafından cariye hastalandı. Padişah memleketindeki ve başka memleketlerdeki bütün meşhur doktorları topladı ve onlara şöyle dedi:
Her ikimizin hayatı da sizin elinizdedir. Benim hayatımın önemi yoktur. Benim hayatım şu gördüğünüz kızcağızdır. Benim derdim, hastalığım, ilacım, dermanım odur. Kim, benim canımı tedavi ederse, her şeyimi, malımı, mülkümü ona vereceğim.