E.T.A. Hoffmann (1776-1822), romantik edebiyatın zirve isimleri arasında adı anılan, kimine göre "Almanya'nın en önemli hikaye anlatıcısı" olan; Baudelaire, Poe, Dickens, Kafka ve daha nicesinin kendisinden etkilendiği söylenen bir yazardır. Meşum Miras (Das Majorat) ise Hoffmann'ın en meşhur gotik öykülerinden biridir.
"Doğrusu Hoffmann, nesnelerin görünüşlerini yakalamada ve en olağanüstü yaratılışlara gerçeklik görünümü vermede en yetenekli yazarlardan biridir" (Théophile Gautier, "Les Contes d'Hoffmann", Chronique de Paris, 14 Ağustos 1836).
"Alman romantik edebiyatı denince adı ilk başta akla gelen ve Almanya dışında, hele Fransa'da, daha çok tanınan, geniş, hattâ biraz fazlaca hür muhayyileli hikayeci..." (Sabahattin Ali, "E.T.A. Hoffmann", Üç Romantik Hikaye, Ankara, Maarif Matbaası, 1943, 153).
"Size, heyecanlı ve şaşkın gibi görünüyorumdur, Theodor! Gerçekten de bin bir korku geçirdiğim bu gece yüzünden öyleyim. Karımın sinir buhranı katiyen tehlikeli değildi, bunu şimdi anlıyorum, fakat burada, korkunç bir hayaletin yaşadığı bu şatoda, ben, her çeşit dehşetin vukua geleceğinden korkuyorum..."
E.T.A. Hoffmann (1776-1822), romantik edebiyatın zirve isimleri arasında adı anılan, kimine göre "Almanya'nın en önemli hikaye anlatıcısı" olan; Baudelaire, Poe, Dickens, Kafka ve daha nicesinin kendisinden etkilendiği söylenen bir yazardır. Meşum Miras (Das Majorat) ise Hoffmann'ın en meşhur gotik öykülerinden biridir.
"Doğrusu Hoffmann, nesnelerin görünüşlerini yakalamada ve en olağanüstü yaratılışlara gerçeklik görünümü vermede en yetenekli yazarlardan biridir" (Théophile Gautier, "Les Contes d'Hoffmann", Chronique de Paris, 14 Ağustos 1836).
"Alman romantik edebiyatı denince adı ilk başta akla gelen ve Almanya dışında, hele Fransa'da, daha çok tanınan, geniş, hattâ biraz fazlaca hür muhayyileli hikayeci..." (Sabahattin Ali, "E.T.A. Hoffmann", Üç Romantik Hikaye, Ankara, Maarif Matbaası, 1943, 153).
"Size, heyecanlı ve şaşkın gibi görünüyorumdur, Theodor! Gerçekten de bin bir korku geçirdiğim bu gece yüzünden öyleyim. Karımın sinir buhranı katiyen tehlikeli değildi, bunu şimdi anlıyorum, fakat burada, korkunç bir hayaletin yaşadığı bu şatoda, ben, her çeşit dehşetin vukua geleceğinden korkuyorum..."