Yaşadığımız çağda fikir akımlarının önünde, hemen hemen sınır kalmamıştır.
Türkiye'mizde yaygın olan bâtıl mezhepler ve bid'atlardan, ehl-i sünnet inançlarından uzaklara sapan mezhepsizlik ve Vahhâbilik cereyanlarından her yaş ve her seviyedeki insanımız, özellikle öğrenim çağındaki çocuklarımız ve gençlerimiz, bunların propagandasına mâruzdurlar.
İnsana, var olan, var olabilecek olan her yanlışı öğretmek, ondan sakınma ve kaçınma yolları göstermek mümkün değildir.
O halde yapılması gereken şey ona doğruyu öğretmek, doğrunun ölçüsünü vermektir.
Ehl-i Sünnet inanç esaslarını çok iyi öğrenmelerine gayret sarfetmek, en güzele ve doğruya yönlendirmektir, evlâtlarımızı ve gençlerimizi: doğru, başka bir deyişle hak, zâten insanın selîm yaratılışına uygun olandır.
Allah'ın çizdiği selim yaratış çizgisinden saptırılmayan, bu doğrultuda eğitilip yetiştirilen gençlerimiz, yanlışla doğruyu birbirinden ayıracak ve yanlışı, bâtılı, bid'atı bırakıp, hakka uyacaklardır. Ve ilâhî beyânın kapsamına girecek olanlar da onlar olacaklardır...
Müjdele kullarımı ki, sözü dinlerler de onun en güzeline uyarlar... (Zümer, 29/17-18)
Yaşadığımız çağda fikir akımlarının önünde, hemen hemen sınır kalmamıştır.
Türkiye'mizde yaygın olan bâtıl mezhepler ve bid'atlardan, ehl-i sünnet inançlarından uzaklara sapan mezhepsizlik ve Vahhâbilik cereyanlarından her yaş ve her seviyedeki insanımız, özellikle öğrenim çağındaki çocuklarımız ve gençlerimiz, bunların propagandasına mâruzdurlar.
İnsana, var olan, var olabilecek olan her yanlışı öğretmek, ondan sakınma ve kaçınma yolları göstermek mümkün değildir.
O halde yapılması gereken şey ona doğruyu öğretmek, doğrunun ölçüsünü vermektir.
Ehl-i Sünnet inanç esaslarını çok iyi öğrenmelerine gayret sarfetmek, en güzele ve doğruya yönlendirmektir, evlâtlarımızı ve gençlerimizi: doğru, başka bir deyişle hak, zâten insanın selîm yaratılışına uygun olandır.
Allah'ın çizdiği selim yaratış çizgisinden saptırılmayan, bu doğrultuda eğitilip yetiştirilen gençlerimiz, yanlışla doğruyu birbirinden ayıracak ve yanlışı, bâtılı, bid'atı bırakıp, hakka uyacaklardır. Ve ilâhî beyânın kapsamına girecek olanlar da onlar olacaklardır...
Müjdele kullarımı ki, sözü dinlerler de onun en güzeline uyarlar... (Zümer, 29/17-18)