“Yine de özlem için edilen gürültü patırtı kadar büyük değil özlemin kendisi. Saçma bulacaksın, ama değil! Bak: ‘En çok seni seviyorum,' diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, ‘Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla,' dersem gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.”
Milena'ya Mektuplar, Franz Kafka'nın öykülerinin Çekçeye çevirilerini yapan Çek asıllı gazeteci, yazar ve çevirmen Milena Jesenská'ya Kafka'nın bizzat yazdığı mektuplardan oluşur. Kafka'nın bu eşsiz kadına duyduğu derin bağlılık ve aşkın izleri, bu mektupların satıları arasında kimi zaman gizliden gizliye, ama çoğu zaman da açık seçik sürülür.
“Başınızı ellerimin arasına alıp gözlerinize bakmak istiyorum, Milena,” diyor, Kafka, “ta ki kendinizi karşınızdakinin gözlerinde görüp tanıyıncaya kadar.”
“Yine de özlem için edilen gürültü patırtı kadar büyük değil özlemin kendisi. Saçma bulacaksın, ama değil! Bak: ‘En çok seni seviyorum,' diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, ‘Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla,' dersem gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.”
Milena'ya Mektuplar, Franz Kafka'nın öykülerinin Çekçeye çevirilerini yapan Çek asıllı gazeteci, yazar ve çevirmen Milena Jesenská'ya Kafka'nın bizzat yazdığı mektuplardan oluşur. Kafka'nın bu eşsiz kadına duyduğu derin bağlılık ve aşkın izleri, bu mektupların satıları arasında kimi zaman gizliden gizliye, ama çoğu zaman da açık seçik sürülür.
“Başınızı ellerimin arasına alıp gözlerinize bakmak istiyorum, Milena,” diyor, Kafka, “ta ki kendinizi karşınızdakinin gözlerinde görüp tanıyıncaya kadar.”