Dağköylü bir yiğit Kadın Kahraman Fatma Yalçın
(Fatma Çavuş)
Erkekleri askerlik ve seferberlik görevi için çeşitli cephelere giden köyün savunması kadın çocuk ve yaşlılara kalmıştı. Bu baskınlar esnasında her iki tarafta zayiat vermiş, Fatma Yalçın-1897-1963 (Fatma Çavuş) isimli kadın büyük yararlıklar göstererek Türk kadını adına adeta destan yazmıştı. Fatma Çavuşun etrafında toplanan köylüler, onun öğrettiği taktiklerle çeteleri püskürtmeyi başarmıştı. Eşi seferberliğe gidip geri dönmemiş olan Fatma Çavuş
bundan sonra bir daha da evlenmemiş, vefat edinceye kadar Dağköy'de yaşamıştı. Fatma Yalçın'ın kahramanca mücadelesi dikkat çekmiş, Cumhuriyetin ilanından sonra bilhassa Gazi M. Kemal Atatürk'ün isteğiyle T.B.M.M tarafından çavuşluk unvanı verilmek üzere Ankara'ya davet edilmiş ancak günün şartlarında Ankara'ya gidememişti. Kendisine takdir edilen Çavuşluk unvanını vefat (1963) edinceye kadar onurla taşımış, çevresi tarafından son nefesine kadar Fatma Çavuş olarak anılmıştı.
Onunla ilgili anlatılan ve hepsi de bir kahramana yakışan çok sayıda vesika vardı. Samsun'da kutlanan Milli Bayramlara davet edildiği, atıyla birlikte geçit merasimlerine katıldığı, bir gurur abidesi gibi halkın arasından geçtiği hala o günkü heyecanla anlatılmaktadır. Anadolu'muzun birçok vilayetinde olduğu gibi savaşın yanı sıra çete baskınlarıyla da etkilenmiş olan Dağköylüler bu arada büyük kıtlık çekmiş, mısır somaklarını el değirmenlerinde öğüterek yemek zorunda kalmışlardı. Özellikle Rum köylerinden toplanan vatandaşlarla oluşturulan çetelerin baskınına uğrayan Dağköylülerin evlerin ateşe verilmiş, malları yağmalanmış ve hayvanları telef olmuştu. Tarihi bir mücadeleye sahne olan köyde halk kahramanca savunma yaparak destanlar yazarken tarihlerinin yazılmasına fırsat bulamamışlardı.
Dağköylü bir yiğit Kadın Kahraman Fatma Yalçın
(Fatma Çavuş)
Erkekleri askerlik ve seferberlik görevi için çeşitli cephelere giden köyün savunması kadın çocuk ve yaşlılara kalmıştı. Bu baskınlar esnasında her iki tarafta zayiat vermiş, Fatma Yalçın-1897-1963 (Fatma Çavuş) isimli kadın büyük yararlıklar göstererek Türk kadını adına adeta destan yazmıştı. Fatma Çavuşun etrafında toplanan köylüler, onun öğrettiği taktiklerle çeteleri püskürtmeyi başarmıştı. Eşi seferberliğe gidip geri dönmemiş olan Fatma Çavuş
bundan sonra bir daha da evlenmemiş, vefat edinceye kadar Dağköy'de yaşamıştı. Fatma Yalçın'ın kahramanca mücadelesi dikkat çekmiş, Cumhuriyetin ilanından sonra bilhassa Gazi M. Kemal Atatürk'ün isteğiyle T.B.M.M tarafından çavuşluk unvanı verilmek üzere Ankara'ya davet edilmiş ancak günün şartlarında Ankara'ya gidememişti. Kendisine takdir edilen Çavuşluk unvanını vefat (1963) edinceye kadar onurla taşımış, çevresi tarafından son nefesine kadar Fatma Çavuş olarak anılmıştı.
Onunla ilgili anlatılan ve hepsi de bir kahramana yakışan çok sayıda vesika vardı. Samsun'da kutlanan Milli Bayramlara davet edildiği, atıyla birlikte geçit merasimlerine katıldığı, bir gurur abidesi gibi halkın arasından geçtiği hala o günkü heyecanla anlatılmaktadır. Anadolu'muzun birçok vilayetinde olduğu gibi savaşın yanı sıra çete baskınlarıyla da etkilenmiş olan Dağköylüler bu arada büyük kıtlık çekmiş, mısır somaklarını el değirmenlerinde öğüterek yemek zorunda kalmışlardı. Özellikle Rum köylerinden toplanan vatandaşlarla oluşturulan çetelerin baskınına uğrayan Dağköylülerin evlerin ateşe verilmiş, malları yağmalanmış ve hayvanları telef olmuştu. Tarihi bir mücadeleye sahne olan köyde halk kahramanca savunma yaparak destanlar yazarken tarihlerinin yazılmasına fırsat bulamamışlardı.