“BirTutkunun Anatomisi, MİNA” adlı roman, dünyanın iki büyük metropolü İstanbul ve Paris ekseninde, bu şehirlerin, bazıları artık yok olan, bazılarının değiştiği, bazılarının da hala mevcut olan semt ve mekanlarında geçiyor. Kırk yıllık uzun bir zaman birimine sığdırılmış. Bir kadın ve bir erkeğin kısa soluklu birlikteliklerinde, toplumun kabul ettiği tüm yargılara ve değerlere baş kaldıran, fütursuz yaşam biçimlerinin öyküsü.
Bu ilişkiye “aşk” demek mümkün değil. Onun için herhalde bu romanın adı “ Bir Tutkunun Anatomisi”. Zira ancak bir tutku bu öyküdeki hayal alemini yaratabilir.
Sıradan düşünmeye ve yaşamaya alışmış olanları oldukça rahatsız edebilecek bir çalışma.
“BirTutkunun Anatomisi, MİNA” adlı roman, dünyanın iki büyük metropolü İstanbul ve Paris ekseninde, bu şehirlerin, bazıları artık yok olan, bazılarının değiştiği, bazılarının da hala mevcut olan semt ve mekanlarında geçiyor. Kırk yıllık uzun bir zaman birimine sığdırılmış. Bir kadın ve bir erkeğin kısa soluklu birlikteliklerinde, toplumun kabul ettiği tüm yargılara ve değerlere baş kaldıran, fütursuz yaşam biçimlerinin öyküsü.
Bu ilişkiye “aşk” demek mümkün değil. Onun için herhalde bu romanın adı “ Bir Tutkunun Anatomisi”. Zira ancak bir tutku bu öyküdeki hayal alemini yaratabilir.
Sıradan düşünmeye ve yaşamaya alışmış olanları oldukça rahatsız edebilecek bir çalışma.