Evvel zaman içinde, bendedemin bahçesinde tıkır mıkır gezer iken ağaçlar gördüm, çiçekler gördüm. Bülbüllerle şarkılar söyledim. Bir gün bir masal dinledim. Mayıs böceği anlattı, ben dinledim. Ben anlattım, gelincikler dinledi.
Kocaman dağların eteklerindeki çiçek tarlalarında başlamış masalımız. Çiçeklerin güneşle ilk buluştukları, dünyayla tanıştıkları zamanların öyküsüymüş...
“O günden sonra baharın müjdesi, çimenlerin neşesi olmuş papatyacık.“
Papatyalar bahar gelmeden açarsa ne olur? Hele bir de diğer çiçekler tarafından küçümsenirse?
Üşür ve hasta mı olur, diyorsunuz. Ya tekrar toprağa döner de uygun zamanı, sıcaklığı beklerse. O zaman genç kızların başına taç olur.
Evvel zaman içinde, bendedemin bahçesinde tıkır mıkır gezer iken ağaçlar gördüm, çiçekler gördüm. Bülbüllerle şarkılar söyledim. Bir gün bir masal dinledim. Mayıs böceği anlattı, ben dinledim. Ben anlattım, gelincikler dinledi.
Kocaman dağların eteklerindeki çiçek tarlalarında başlamış masalımız. Çiçeklerin güneşle ilk buluştukları, dünyayla tanıştıkları zamanların öyküsüymüş...
“O günden sonra baharın müjdesi, çimenlerin neşesi olmuş papatyacık.“
Papatyalar bahar gelmeden açarsa ne olur? Hele bir de diğer çiçekler tarafından küçümsenirse?
Üşür ve hasta mı olur, diyorsunuz. Ya tekrar toprağa döner de uygun zamanı, sıcaklığı beklerse. O zaman genç kızların başına taç olur.