Bilindiği gibi figür yasağı Bizans'ta bir dönem uygulanmış, “İconoclast” hareketini ortaya çıkarmıştır. Bu yasak bir süre sonra kalktı ve İncil hikayelerini halkın daha iyi anlayabilmesi için resimler ve semboller kullanıldı.
İslam'daki figür yasağı ise minyatür sanatının doğuşunu sağladı. Bazı önyargıların ve kalıplaşmış düşüncelerin aksine, minyatürün figüre dayanmayan, sembolleri ve dolaylı anlatımları temel alan imajinasyonu insan hayalini daha üst düzeylere çıkarmış, yüksek bir sanat düzeyinin yakalanmasını sağlamıştır. Hindistan, İran, Arap ve Türk minyatür ekolleri, çağlar boyunca insanlığın estetik doruklarını temsil etmiştir.
Kesintisiz bir gelişim çizgisi izleyen Türk minyatürü, yakın zamanlarda bir duraklama devrine girmişse de, bugün artık yeniden canlanmaktadır. Bu bizi çok sevindiriyor. Zira, geçmişi uzun, kökleri derin bir sanatın yeryüzünde yaşıyor olması bütün insanlık için önemlidir. Ülkemizin ve Batı'nın duyarlı insanları son yıllarda minyatüre özel bir ilgi duymaya başlamıştır. Geleneksel sanatlarımızın her geçen gün serpildiğini, halkımızın büyük ilgisine mazhar olduğunu görmek, ülkemizin estetik geleceğine olan inancımızı güçlendiriyor.
Hal böyle olunca, Türkiye'nin saygıdeğer sanatçılarından Cahide Keskiner'in yarım asırlık çalışma hayatını kitaplaştırmak, kurum olarak bizlere ayrı bir mutluluk veriyor. Keskiner'in çalışmaları bizleri bu evrensel sanatın labirentlerinde bir gezintiye çıkaracak.
Bilindiği gibi figür yasağı Bizans'ta bir dönem uygulanmış, “İconoclast” hareketini ortaya çıkarmıştır. Bu yasak bir süre sonra kalktı ve İncil hikayelerini halkın daha iyi anlayabilmesi için resimler ve semboller kullanıldı.
İslam'daki figür yasağı ise minyatür sanatının doğuşunu sağladı. Bazı önyargıların ve kalıplaşmış düşüncelerin aksine, minyatürün figüre dayanmayan, sembolleri ve dolaylı anlatımları temel alan imajinasyonu insan hayalini daha üst düzeylere çıkarmış, yüksek bir sanat düzeyinin yakalanmasını sağlamıştır. Hindistan, İran, Arap ve Türk minyatür ekolleri, çağlar boyunca insanlığın estetik doruklarını temsil etmiştir.
Kesintisiz bir gelişim çizgisi izleyen Türk minyatürü, yakın zamanlarda bir duraklama devrine girmişse de, bugün artık yeniden canlanmaktadır. Bu bizi çok sevindiriyor. Zira, geçmişi uzun, kökleri derin bir sanatın yeryüzünde yaşıyor olması bütün insanlık için önemlidir. Ülkemizin ve Batı'nın duyarlı insanları son yıllarda minyatüre özel bir ilgi duymaya başlamıştır. Geleneksel sanatlarımızın her geçen gün serpildiğini, halkımızın büyük ilgisine mazhar olduğunu görmek, ülkemizin estetik geleceğine olan inancımızı güçlendiriyor.
Hal böyle olunca, Türkiye'nin saygıdeğer sanatçılarından Cahide Keskiner'in yarım asırlık çalışma hayatını kitaplaştırmak, kurum olarak bizlere ayrı bir mutluluk veriyor. Keskiner'in çalışmaları bizleri bu evrensel sanatın labirentlerinde bir gezintiye çıkaracak.