Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde kayıtlı “Varka ve Gülşah” mesnevisi (H. 841), Anadolu Selçuklularından günümüze ulaşabilmiş, minyatürlü ve nadir yazma eserlerden biri olması sebebiyle büyük önem taşır.
Bu eser, Orta Çağ İslam dünyasının erken dönem tasvirli el yazmaları arasında belki de en değişik konuma sahiptir. Şair Ayyuki'nin 11. yy'da yazdığı bu aşk hikayesinin, bilinen minyatürlü tek nüshası olan ve 13. yüzyılın ortasında yapıldığı tahmin edilen Topkapı Sarayı Kütüphanesi (H.841) el yazması, aynı zamanda, Farsça mesnevilerin günümüze gelebilmiş, bilinen en eski örneğidir.
Bu kitapta, yüzyıllar önce minyatürlenen bu aşk hikayesinin sayfalarını aralayıp, 71 minyatürünün tamamını, açıklamaları ve desen çizimleriyle inceliyoruz. Eserin tasvirlerini ayrıcalıklı ve özel kılan sembolik anlatıma ışık tutarak, tasvirlerin içine ustalıkla yerleştirilmiş simgesel hayvan figürlerinin sırlarını açıklıyoruz.
Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde kayıtlı “Varka ve Gülşah” mesnevisi (H. 841), Anadolu Selçuklularından günümüze ulaşabilmiş, minyatürlü ve nadir yazma eserlerden biri olması sebebiyle büyük önem taşır.
Bu eser, Orta Çağ İslam dünyasının erken dönem tasvirli el yazmaları arasında belki de en değişik konuma sahiptir. Şair Ayyuki'nin 11. yy'da yazdığı bu aşk hikayesinin, bilinen minyatürlü tek nüshası olan ve 13. yüzyılın ortasında yapıldığı tahmin edilen Topkapı Sarayı Kütüphanesi (H.841) el yazması, aynı zamanda, Farsça mesnevilerin günümüze gelebilmiş, bilinen en eski örneğidir.
Bu kitapta, yüzyıllar önce minyatürlenen bu aşk hikayesinin sayfalarını aralayıp, 71 minyatürünün tamamını, açıklamaları ve desen çizimleriyle inceliyoruz. Eserin tasvirlerini ayrıcalıklı ve özel kılan sembolik anlatıma ışık tutarak, tasvirlerin içine ustalıkla yerleştirilmiş simgesel hayvan figürlerinin sırlarını açıklıyoruz.