Ali Rıza Paşa'nın babası Hamdan Hoca, Burdur'dan Cezayir'e göç etmiş olan Osman Hoca'nın oğludur. Hamdan Hoca bir taraftan ticaretle ilgilenirken diğer taraftan ilimle de meşgul olmuştur. Ticaret sebebiyle Avrupa dahil birçok ülkede gezmiş olan Hamdan Hoca, Cezayir'de önemli bir yer edinmiştir. Bu gezilerinden oğlu Ali Rıza'yı da zmaan zaman yanına almıştır. Fransızların Cezayir'i işgal ettiği dönemde Hacı Ahmet Bey ile Fransız General Rivigo arasında elçilik görevlerinde bulunmuştur. Ali Rıza Bey de bu dönemde çocuk yaşta olmasına rağmen olaylara şahitlik etmiştir.
Ali Rıza Paşa'nın Mir'atü'l-Cezayir adlı eseri küçük hacimli olmakla birlikte, Cezayir tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Bu önem hem bizzat Ali Rıza Paşa'nın olaylara şahitlik etmesi hem de döneme ait ulaşabildiğimiz eldeki mevcut tek Osmanlıca kaynak eser olmasından kaynaklanmaktadır. Ali Rıza Paşa'nın babası Hamdan Hoca, Mir'atü'l-Cezayir (Cezayir'in Aynası) adlı bir eser yazmıştır. Daha sonra bu eser Le Miroire (Ayna) olarak Fransızca'ya çevrilmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda Hamdan Hoca'nın yazdığı bu Arapça eser kaybolmuştur. Eserin Fransızca çevirisi ise halen mevcuttur.
Ali Rıza Paşa bu eserin yazarken babasının kitabından istifade etmiş, ancak sadece bununla yetinmemiş, Arap ve Fransız tarihlerinden de yararlanmıştır. Eseri Ali Rıza Paşa 1285/1868 yılında Arapça olarak yazmış, Adliye Birinci Hukuk Dairesi Sermümeyyizi Ali Şevki Efendi ise 1293/1877 yılında Türkçe'ye tercüme etmiştir.
Eser on sekiz fasıldan oluşmaktadır. Afrika kıtası hakkında kısa bilgi verildikten sonra Barbaros ailesinden ve onların Cezayir'i Osmanlı'ya bağlamalarından bahsedilmektedir. Cezayir, halkının yaşam tarzı, adet ve geleneklerinden de bahsede eser, Barbaros tarafından kurulan idari sistemle beraber Ağalar dönemine ait bilgilere de yer vermektedir. Frasız işgali dönemi hem babasından dinledikleri hem de kendi şahitliğiyle anlatan Ali Rıza Paşa, konuyla ilgili önemli detaylara değinmektedir. Eser son bölümde başta Hüseyin Dayı olmak üzere Cezayir'de görev yapan dokuz paşanın kısa biyografilerini vererek son bulmaktadır. Bu arada kitabın yazıldığı yıllarda hale Şam'da hayatta olan Emir Abdülkadir'in hayatı ve mücadelesine de yer veren eser yönüyle de ayrı bi kıymete sahiptir.
Ali Rıza Paşa'nın babası Hamdan Hoca, Burdur'dan Cezayir'e göç etmiş olan Osman Hoca'nın oğludur. Hamdan Hoca bir taraftan ticaretle ilgilenirken diğer taraftan ilimle de meşgul olmuştur. Ticaret sebebiyle Avrupa dahil birçok ülkede gezmiş olan Hamdan Hoca, Cezayir'de önemli bir yer edinmiştir. Bu gezilerinden oğlu Ali Rıza'yı da zmaan zaman yanına almıştır. Fransızların Cezayir'i işgal ettiği dönemde Hacı Ahmet Bey ile Fransız General Rivigo arasında elçilik görevlerinde bulunmuştur. Ali Rıza Bey de bu dönemde çocuk yaşta olmasına rağmen olaylara şahitlik etmiştir.
Ali Rıza Paşa'nın Mir'atü'l-Cezayir adlı eseri küçük hacimli olmakla birlikte, Cezayir tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Bu önem hem bizzat Ali Rıza Paşa'nın olaylara şahitlik etmesi hem de döneme ait ulaşabildiğimiz eldeki mevcut tek Osmanlıca kaynak eser olmasından kaynaklanmaktadır. Ali Rıza Paşa'nın babası Hamdan Hoca, Mir'atü'l-Cezayir (Cezayir'in Aynası) adlı bir eser yazmıştır. Daha sonra bu eser Le Miroire (Ayna) olarak Fransızca'ya çevrilmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda Hamdan Hoca'nın yazdığı bu Arapça eser kaybolmuştur. Eserin Fransızca çevirisi ise halen mevcuttur.
Ali Rıza Paşa bu eserin yazarken babasının kitabından istifade etmiş, ancak sadece bununla yetinmemiş, Arap ve Fransız tarihlerinden de yararlanmıştır. Eseri Ali Rıza Paşa 1285/1868 yılında Arapça olarak yazmış, Adliye Birinci Hukuk Dairesi Sermümeyyizi Ali Şevki Efendi ise 1293/1877 yılında Türkçe'ye tercüme etmiştir.
Eser on sekiz fasıldan oluşmaktadır. Afrika kıtası hakkında kısa bilgi verildikten sonra Barbaros ailesinden ve onların Cezayir'i Osmanlı'ya bağlamalarından bahsedilmektedir. Cezayir, halkının yaşam tarzı, adet ve geleneklerinden de bahsede eser, Barbaros tarafından kurulan idari sistemle beraber Ağalar dönemine ait bilgilere de yer vermektedir. Frasız işgali dönemi hem babasından dinledikleri hem de kendi şahitliğiyle anlatan Ali Rıza Paşa, konuyla ilgili önemli detaylara değinmektedir. Eser son bölümde başta Hüseyin Dayı olmak üzere Cezayir'de görev yapan dokuz paşanın kısa biyografilerini vererek son bulmaktadır. Bu arada kitabın yazıldığı yıllarda hale Şam'da hayatta olan Emir Abdülkadir'in hayatı ve mücadelesine de yer veren eser yönüyle de ayrı bi kıymete sahiptir.