O bir şey değil, her yer karanlık. Feneri bulmak için mutfağa yöneliyorum. Ivır zıvırları doldurduğum çekmeceyi açarken feneri ıskaladım. Elim bir bardağı devirdi, bardak yere düşüp kırıldı. “Senin deden de böyleydi zaten,” diyor kara sinek. Benim aslında sinekle bir alıp veremediğim yok. Geçmişten gelen bir ezberle bezenmiş düşmanlığımız mevcut. Kim düşman ilan etmiş bizi onu da bilmiyorum. Kedi ve köpekle dost olduk da sinekle neden düşman olduk? Ben bu işi çözemem; çünkü aklım başka yerde.
O bir şey değil, her yer karanlık. Feneri bulmak için mutfağa yöneliyorum. Ivır zıvırları doldurduğum çekmeceyi açarken feneri ıskaladım. Elim bir bardağı devirdi, bardak yere düşüp kırıldı. “Senin deden de böyleydi zaten,” diyor kara sinek. Benim aslında sinekle bir alıp veremediğim yok. Geçmişten gelen bir ezberle bezenmiş düşmanlığımız mevcut. Kim düşman ilan etmiş bizi onu da bilmiyorum. Kedi ve köpekle dost olduk da sinekle neden düşman olduk? Ben bu işi çözemem; çünkü aklım başka yerde.