Mit ve Mitya Hin Mitolojisine Giriş

Stok Kodu:
9786059328050
Boyut:
14.00x21.00
Sayfa Sayısı:
219
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-03
Çeviren:
Çiğdem Erkal İpek
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
27,00
22,95
9786059328050
601733
Mit ve Mitya
Mit ve Mitya Hin Mitolojisine Giriş
22.95

Antik Yunan filozofları için mit mitostu, logostan ay­rıydı. Mitostan sezgisel, kozmogonik anlatılar çıkar­ken, logostan akla uygun tartışmalar çıkmıştır. Eski Hindu kahinleri için mit mitya idi, sattan ayrıydı; sembolik hakikatin ta kendisiydi. Çünkü “nihayetsiz mitlerde yatıyordu ebedî ve ezeli gerçek”.

Brahma ile Saraswati'nin çemberi... Vişnu ile Lakşmi'nin karesi... Şiva ile Şakti'nin noktası... Hindular için var olan her şey kutsal, tüm mevcudiyet tanrısal­lıkla dolu, dolayısıyla her şey ibadet edilmeye de­ğerdir. Çünkü Tanrıdır her yerde görünen. “Vedalarda anlatılan tanrılar yeryüzünde yaşardı. Yerde du­ran ateş, Agni vardı. Yer ile gök arasında uzanan yel, Vayu vardı. Göklerde hüküm süren, şimşekleriyle muson bulutlarına yağmur getiren Indra vardı. Sonra güneş Surya, ay Çandra, yedi göksel cisim Graha... ve Devalar, Rişiler, Asuralar, Nagalar, Yakşalar...” ve Tanrının üç ana tezahürü vardı: Brahma olarak yara­tır, Vişnu olarak devamını sağlar, Şiva olarak yok eder. Tüm bunlar Tanrının yaratma, dönüştürme gü­cünün insani düzlemde beliren tezahürleridir.

Varlığın en dış katmanından derinliklerine doğru, gerçeği, cevabı arayan kimse, hayat nefesini ruhun soluğuna bağlayan yolu kat ettiğinde başlangıçtaki temel olayın zamandaşı haline gelecek; dünya ve kâi­natın kendisi şimdi ve her zaman onun için saydamlaşacaktır.

Aziz okuyucu, işte bu yüzden mit/mitos/mityanın şif­resini bilmek değil, belki içine girmek ve onu temaşa etmek gerekir.

Antik Yunan filozofları için mit mitostu, logostan ay­rıydı. Mitostan sezgisel, kozmogonik anlatılar çıkar­ken, logostan akla uygun tartışmalar çıkmıştır. Eski Hindu kahinleri için mit mitya idi, sattan ayrıydı; sembolik hakikatin ta kendisiydi. Çünkü “nihayetsiz mitlerde yatıyordu ebedî ve ezeli gerçek”.

Brahma ile Saraswati'nin çemberi... Vişnu ile Lakşmi'nin karesi... Şiva ile Şakti'nin noktası... Hindular için var olan her şey kutsal, tüm mevcudiyet tanrısal­lıkla dolu, dolayısıyla her şey ibadet edilmeye de­ğerdir. Çünkü Tanrıdır her yerde görünen. “Vedalarda anlatılan tanrılar yeryüzünde yaşardı. Yerde du­ran ateş, Agni vardı. Yer ile gök arasında uzanan yel, Vayu vardı. Göklerde hüküm süren, şimşekleriyle muson bulutlarına yağmur getiren Indra vardı. Sonra güneş Surya, ay Çandra, yedi göksel cisim Graha... ve Devalar, Rişiler, Asuralar, Nagalar, Yakşalar...” ve Tanrının üç ana tezahürü vardı: Brahma olarak yara­tır, Vişnu olarak devamını sağlar, Şiva olarak yok eder. Tüm bunlar Tanrının yaratma, dönüştürme gü­cünün insani düzlemde beliren tezahürleridir.

Varlığın en dış katmanından derinliklerine doğru, gerçeği, cevabı arayan kimse, hayat nefesini ruhun soluğuna bağlayan yolu kat ettiğinde başlangıçtaki temel olayın zamandaşı haline gelecek; dünya ve kâi­natın kendisi şimdi ve her zaman onun için saydamlaşacaktır.

Aziz okuyucu, işte bu yüzden mit/mitos/mityanın şif­resini bilmek değil, belki içine girmek ve onu temaşa etmek gerekir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat