İnsanlık tarihi kadar kadim bir hukuk ve ahlak kuralı vardır: "Başlayan başlatan zalimdir." Yani zulmün, haksızlığın veya ahlaksızlığın hangi türü olursa olsun, bunlardan birine tevessül eden ve karşısındaki insana bu şekilde davranmaya yeltenen ,nsan zalimdir. Onun zulmüne engel olmak, bunu başaramazsa asgariye indirmek için ona mukabele eden kimse ise, zulme engel olmak zorunda kalan, "ahlak" ve "adalet sözcüsü" konumundadır.
Bu kitapta kullanılan üsluptan memnun olmadığımızı daha baştan belirtmemiz gerek. Ancak ne yaparsanız ki, bazen yapacağınız işi kendiniz seçemez, kullanacağınız üslubu kendiniz belirleyemezsiniz. Bazı durumlar bir emr-i vaki olarak karşınıza çıkar ve ondan kaçamazsınız. İşte bu kitap da yazarını böyle bir durumla karşı karşıya bırakıyor.
Bir tarafta, bugüne kadar korumaya çalıştığı terbiye ve nezaket anlayışı, diğer tarafta "haksızlık, çirkinlik, kötülük ve çirkeflik karşısında susmayı kesinlikle yasaklayan inancı (Müslim, İman, 78; Tirmizi, Fiten, 11; Müsned, III, 20)" ve ahlak anlayışı.
İnsan böyle durumlarda münker kötülük karşısında isyan etmeyi ahlaki bir zorunluluk olarak görüyor. Evet, abzen isyanın dozunu ayarlamasa bile, "el-badi azlam: başlay(t)an zalimdir" kuralından teselli umuyor.
İnsanlık tarihi kadar kadim bir hukuk ve ahlak kuralı vardır: "Başlayan başlatan zalimdir." Yani zulmün, haksızlığın veya ahlaksızlığın hangi türü olursa olsun, bunlardan birine tevessül eden ve karşısındaki insana bu şekilde davranmaya yeltenen ,nsan zalimdir. Onun zulmüne engel olmak, bunu başaramazsa asgariye indirmek için ona mukabele eden kimse ise, zulme engel olmak zorunda kalan, "ahlak" ve "adalet sözcüsü" konumundadır.
Bu kitapta kullanılan üsluptan memnun olmadığımızı daha baştan belirtmemiz gerek. Ancak ne yaparsanız ki, bazen yapacağınız işi kendiniz seçemez, kullanacağınız üslubu kendiniz belirleyemezsiniz. Bazı durumlar bir emr-i vaki olarak karşınıza çıkar ve ondan kaçamazsınız. İşte bu kitap da yazarını böyle bir durumla karşı karşıya bırakıyor.
Bir tarafta, bugüne kadar korumaya çalıştığı terbiye ve nezaket anlayışı, diğer tarafta "haksızlık, çirkinlik, kötülük ve çirkeflik karşısında susmayı kesinlikle yasaklayan inancı (Müslim, İman, 78; Tirmizi, Fiten, 11; Müsned, III, 20)" ve ahlak anlayışı.
İnsan böyle durumlarda münker kötülük karşısında isyan etmeyi ahlaki bir zorunluluk olarak görüyor. Evet, abzen isyanın dozunu ayarlamasa bile, "el-badi azlam: başlay(t)an zalimdir" kuralından teselli umuyor.