Mülteciler konusu dünyanın gündeminden düşecek gibi değil. Nasıl gündem dışı kalsın ki! Medyada, özgürlüğe kaçmak mecburiyetinde kalan bu insanların her gün ölüm haberlerini veriyor; biz de, çaresizliklerini gözlerimizle görüyor ve sadece “izliyoruz.” Mülteciler konusu, biz hukukçular için yeni bir çalışma alanı olması sebebiyle ilgimize mazhar olmakta. Amma velakin, hukukun soğuk koridorlarında laborantlar gibi kayıtsızlıkla konuyu ele alıyor, sadece teknik olarak inceliyoruz. Bu metin onlardan değil! Aksine kapağı bile öyle olmadığını haykırıyor. Cansız küçük bedeni sahile vurmuş Aylan'ı hiç unutmayalım diye özellikle seçti Gökçe kapağı. Çünkü Aylan'ı unutmamak ve özellikle de hatırlamak varlığımızın en önemli parçasını, bizi var eden şeyi de tekrar sorgulamamızı sağlıyor: vicdanımızı…
Bu monografi, akademik olduğu kadar vicdanen de görevini ifa etmektedir. “Kapımızdaki yabancıları”, deyim Zygmunt Bauman'a aittir, insan haklarının kıyısından çekip almamız gerektiğini metin altında hafızalarımıza kazımak istemektedir. Biz hukukçular iyi insanlar değiliz. Cennete giden pis kokuların müsebbipleriyiz çünkü. Ama iyileşebiliriz. Le Guin'in Omelas'ı Bırakıp Gidenler hikayesindeki gibi, bütün kötülükleri görmezden gelerek ya da bile isteye ona dahil olarak var olmak zorunda değiliz. Başka bir alternatifin daha var olduğunu biliyoruz: işte bu monografi o alternatifin izini sürüyor; ne Omelas'ı bırakıp gidenlerden ne de ezberini bozmayıp güvenli hayatına devam edenlerden oluyor, olmaya çalışıyor.
Mülteciler konusu dünyanın gündeminden düşecek gibi değil. Nasıl gündem dışı kalsın ki! Medyada, özgürlüğe kaçmak mecburiyetinde kalan bu insanların her gün ölüm haberlerini veriyor; biz de, çaresizliklerini gözlerimizle görüyor ve sadece “izliyoruz.” Mülteciler konusu, biz hukukçular için yeni bir çalışma alanı olması sebebiyle ilgimize mazhar olmakta. Amma velakin, hukukun soğuk koridorlarında laborantlar gibi kayıtsızlıkla konuyu ele alıyor, sadece teknik olarak inceliyoruz. Bu metin onlardan değil! Aksine kapağı bile öyle olmadığını haykırıyor. Cansız küçük bedeni sahile vurmuş Aylan'ı hiç unutmayalım diye özellikle seçti Gökçe kapağı. Çünkü Aylan'ı unutmamak ve özellikle de hatırlamak varlığımızın en önemli parçasını, bizi var eden şeyi de tekrar sorgulamamızı sağlıyor: vicdanımızı…
Bu monografi, akademik olduğu kadar vicdanen de görevini ifa etmektedir. “Kapımızdaki yabancıları”, deyim Zygmunt Bauman'a aittir, insan haklarının kıyısından çekip almamız gerektiğini metin altında hafızalarımıza kazımak istemektedir. Biz hukukçular iyi insanlar değiliz. Cennete giden pis kokuların müsebbipleriyiz çünkü. Ama iyileşebiliriz. Le Guin'in Omelas'ı Bırakıp Gidenler hikayesindeki gibi, bütün kötülükleri görmezden gelerek ya da bile isteye ona dahil olarak var olmak zorunda değiliz. Başka bir alternatifin daha var olduğunu biliyoruz: işte bu monografi o alternatifin izini sürüyor; ne Omelas'ı bırakıp gidenlerden ne de ezberini bozmayıp güvenli hayatına devam edenlerden oluyor, olmaya çalışıyor.