Modern Öykü, öyküye ilişkin kuramsal görüşleri gözden geçirip yapısöküme uğratan, türün çerçevesini genişleten, yapılan incelemelerde kuramcıların ısrarla görmezden geldiği karanlık noktalara odaklanan bir çalışma. 20. yüzyıl edebiyatına farklı aygıtlarla yaklaşan Louis Althusser, Fredric Jameson, Mikhail Bakhtin, Terry Eagleton gibi düşünürlerle bakışını parlatan Dominic Head, öykünün sosyal ve tarihsel bağlamda ele alınması gerektiğini, hatta modern öykünün parçalanmışlık, eksilti, belirsizlik gibi ayırt edici özellikleriyle tanrısız dünyanın ürünü olduğunu kastediyor. Hatta biçimsel yapıya sırt çevirmeksizin, öykünün ortaya çıkma koşullarına da dikkat çekiyor. Öyküye “özenli modern biçim” diyen Head, türün hâkim ideolojiyle doğallığında çatıştığını iddia ediyor. Kuramını Althusser'in “göreceli özerklik”, Mikhail Bakhtin'in “çatışan sesler” kavramlarıyla inşa eden Head, pratiğini beş modern İrlandalı/İngiliz yazarın metinlerini çözümleyerek yapıyor. James Joyce, Virginia Woolf, Katherine Mansfield, Wyndham Lewis ve Macolm Lowry'nin eserlerini analiz ederken, öykünün günümüz yaşamını tasvir eden önemli bir tür olduğunun altını çiziyor.
Modern Öykü, türe ilişkin kuramsal çalışmaların eksik ve sayıca az olmasından bahsetmiyor yalnızca, öykü türüne ilişkin değerlendirmelerin belli bir kanonik okumayla, biçim üstünden yapılan ve birbirini tekrar eden incelemelerle sınırlı kaldığını da kanıtlıyor. Romana veya şiire göre tanımlanmaya alışmış öykü, ona göre kişisel deneyimle toplumsal örgütlenme arasındaki karmaşık görünümü ifade ediyor. Head'in çalışması postmodern edebiyat adlandırmasına ilişkin ipuçları da sunuyor.
Modern Öykü, öyküye ilişkin kuramsal görüşleri gözden geçirip yapısöküme uğratan, türün çerçevesini genişleten, yapılan incelemelerde kuramcıların ısrarla görmezden geldiği karanlık noktalara odaklanan bir çalışma. 20. yüzyıl edebiyatına farklı aygıtlarla yaklaşan Louis Althusser, Fredric Jameson, Mikhail Bakhtin, Terry Eagleton gibi düşünürlerle bakışını parlatan Dominic Head, öykünün sosyal ve tarihsel bağlamda ele alınması gerektiğini, hatta modern öykünün parçalanmışlık, eksilti, belirsizlik gibi ayırt edici özellikleriyle tanrısız dünyanın ürünü olduğunu kastediyor. Hatta biçimsel yapıya sırt çevirmeksizin, öykünün ortaya çıkma koşullarına da dikkat çekiyor. Öyküye “özenli modern biçim” diyen Head, türün hâkim ideolojiyle doğallığında çatıştığını iddia ediyor. Kuramını Althusser'in “göreceli özerklik”, Mikhail Bakhtin'in “çatışan sesler” kavramlarıyla inşa eden Head, pratiğini beş modern İrlandalı/İngiliz yazarın metinlerini çözümleyerek yapıyor. James Joyce, Virginia Woolf, Katherine Mansfield, Wyndham Lewis ve Macolm Lowry'nin eserlerini analiz ederken, öykünün günümüz yaşamını tasvir eden önemli bir tür olduğunun altını çiziyor.
Modern Öykü, türe ilişkin kuramsal çalışmaların eksik ve sayıca az olmasından bahsetmiyor yalnızca, öykü türüne ilişkin değerlendirmelerin belli bir kanonik okumayla, biçim üstünden yapılan ve birbirini tekrar eden incelemelerle sınırlı kaldığını da kanıtlıyor. Romana veya şiire göre tanımlanmaya alışmış öykü, ona göre kişisel deneyimle toplumsal örgütlenme arasındaki karmaşık görünümü ifade ediyor. Head'in çalışması postmodern edebiyat adlandırmasına ilişkin ipuçları da sunuyor.