Modern dünya bir ikileme yakalanmıştır. Modernliğin dayandığı en temel ilkeleri -iyi veya kötü- tehdit eden teknolojik, toplumsal ve düşünsel değişimin yıkıcı dalgalarını harekete geçiren budur. Modernlik, kendi kültürel ve düşünsel temelini erozyona uğratmaktadır. Toplumsal değişim ile düşünsel muhalefetin birleşmesi, bu toplumsal değişim ve düşünsel akımları mümkün kılan, dünyayı yorumlama biçimlerinin altını oymaktadır. Modernlik hızla ilerliyor, ancak biz onu gittikçe daha az anlıyoruz; doğasına ve istikametine inancımız daha da azalıyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki en büyük mesele, modernliğin ikilemi ve bu ikilemle nasıl başa çıkılacağı sorusudur; bu, gelecek yıllarda daha da derinleşecek ve ağırlaşacak bir sorudur.
Modern dünya bir ikileme yakalanmıştır. Modernliğin dayandığı en temel ilkeleri -iyi veya kötü- tehdit eden teknolojik, toplumsal ve düşünsel değişimin yıkıcı dalgalarını harekete geçiren budur. Modernlik, kendi kültürel ve düşünsel temelini erozyona uğratmaktadır. Toplumsal değişim ile düşünsel muhalefetin birleşmesi, bu toplumsal değişim ve düşünsel akımları mümkün kılan, dünyayı yorumlama biçimlerinin altını oymaktadır. Modernlik hızla ilerliyor, ancak biz onu gittikçe daha az anlıyoruz; doğasına ve istikametine inancımız daha da azalıyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki en büyük mesele, modernliğin ikilemi ve bu ikilemle nasıl başa çıkılacağı sorusudur; bu, gelecek yıllarda daha da derinleşecek ve ağırlaşacak bir sorudur.