Kitabın kapağında yukarıda yer alan tablo, "mekanik evren" anlayışının öncesinde evreni meleklerin döndürdüğünü temek almış kozmolojinin sureti iken, diğerinde-Benjamin gibi yorumlarsak cennetten esen bir fırtınanın mütemadiyen geleceğe doğru sürüklediği ve ilerledikçe önündeki yıkıntıları göğe doğru yükselttiği "tarih meleği" tasvir edilmektedir; aynı imgeden devam ettiğimizde film sahnesinde üretim çarkında ayakta kalmaya çalışan bir meleksilikle karşılaşmaktayız. Bu imgeleri kuşatan olumsuzlukların genel adı "modernlik" tir.
Modern kozmoloji ilerleme ve yabancılaşma portrelerinin günümüzde iyice silikleştiği modernlik yorumcularının ittifak ettiği bir görüş haline geldi. Oysa, bunları bir başka açıdan ortaya koyan öncü düşünürlerin öngörüleri yanlışlanmış mıdır? (Kötü bir Poppercı terim). Mesela, Marx ve Engels, Komünist, Manifesto'da modern-kapitalist toplumun "katı olan her şeyin buharlaştığı" büyük bir dönüşüm olarak eleştirel bir portresini ortaya koymuşlardı, Simmel, Paranın Felsefesi'nde (modern toplumda ilişkileri daha fazla etkileyen, bir güç konumuna ulaşan) paranın her şeyi bir "formsuzluğa", "renksizliğe", "nicel olgulara" indirgediğini, ruhun bireyselliğin ve yaratıcılığın "hakiki düşmanı" olduğunu iddia etmişti, Weber Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'nda kapitalizmin ruhu olarak araçsal rasyonelliğin "dünyanın büyüsünün bozulması"na yol açtığını ileri sürmüştü, araçsal rasyonelliğin ruhsuzluğu çevremizi aynı dönemde Charlie Chaplin'in Modern Times'ında temsil edildiği gibi- mekanik bir evrene dönüştürmüştü. Bu üç klasik modern toplum yorumu geçerliliklerini yitirdi mi? Söz konusu ruh, modernliğe hayat veren "kapitalist ruh" ölmüş müdür? Pek öyle görünmüyor. Bunlar modernliğin kehanetleri olarak hayalet varlıklarını sürdürmeye devam ediyor.
Kitabın kapağında yukarıda yer alan tablo, "mekanik evren" anlayışının öncesinde evreni meleklerin döndürdüğünü temek almış kozmolojinin sureti iken, diğerinde-Benjamin gibi yorumlarsak cennetten esen bir fırtınanın mütemadiyen geleceğe doğru sürüklediği ve ilerledikçe önündeki yıkıntıları göğe doğru yükselttiği "tarih meleği" tasvir edilmektedir; aynı imgeden devam ettiğimizde film sahnesinde üretim çarkında ayakta kalmaya çalışan bir meleksilikle karşılaşmaktayız. Bu imgeleri kuşatan olumsuzlukların genel adı "modernlik" tir.
Modern kozmoloji ilerleme ve yabancılaşma portrelerinin günümüzde iyice silikleştiği modernlik yorumcularının ittifak ettiği bir görüş haline geldi. Oysa, bunları bir başka açıdan ortaya koyan öncü düşünürlerin öngörüleri yanlışlanmış mıdır? (Kötü bir Poppercı terim). Mesela, Marx ve Engels, Komünist, Manifesto'da modern-kapitalist toplumun "katı olan her şeyin buharlaştığı" büyük bir dönüşüm olarak eleştirel bir portresini ortaya koymuşlardı, Simmel, Paranın Felsefesi'nde (modern toplumda ilişkileri daha fazla etkileyen, bir güç konumuna ulaşan) paranın her şeyi bir "formsuzluğa", "renksizliğe", "nicel olgulara" indirgediğini, ruhun bireyselliğin ve yaratıcılığın "hakiki düşmanı" olduğunu iddia etmişti, Weber Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'nda kapitalizmin ruhu olarak araçsal rasyonelliğin "dünyanın büyüsünün bozulması"na yol açtığını ileri sürmüştü, araçsal rasyonelliğin ruhsuzluğu çevremizi aynı dönemde Charlie Chaplin'in Modern Times'ında temsil edildiği gibi- mekanik bir evrene dönüştürmüştü. Bu üç klasik modern toplum yorumu geçerliliklerini yitirdi mi? Söz konusu ruh, modernliğe hayat veren "kapitalist ruh" ölmüş müdür? Pek öyle görünmüyor. Bunlar modernliğin kehanetleri olarak hayalet varlıklarını sürdürmeye devam ediyor.