Molla Fenari (1350-1431) Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemlinde yetişmiş önemli düşünürlerden biridir. Onun İbn Arabi'nin öğrencisi ve düşünce sisteminin yaygın kabule mazhar olmasında önemli katkısı olan Sadreddin Konevi'nin Miftahul-Gayb adlı eseri üzerine yazdığı Misbahul-Uns adlı şerhi felsefe, kelam ve tasavvuf geleneklerinin metafizik anlayışlarının benzerlik ve farklılıklarını görmek açısından dikkate değer bir eserdir. Bu çalışma giriş bölümünde Molla Fenari'nin yetiştiği düşünce dünyasını, hayatı ve eserlerini ve Misbahu'l-Uns'teki şerh yöntemini ve kaynaklarını kısaca tasvir ettikten sonra, ilk bölümde tasavvuf geleneğinde bir ilimler tasnifi olup olmadığına İbn Arabi-Konevi-Fenari çizgisinde cevap arıyor. Sonra, Fenari'den ilmi ilahinin konusunu, ilkelerini, meselelerini, ölçütünü, yöntemini ve temel kaidelerini ele alıyor. Ardından ikinci bölümde de Fenari'nin varlık anlayışını tasvir ediyor. Bu bağlamda önce mutlak varlık olarak Hak: Hakk'ın birliği: zat, sıfat ve fiil isimlerinin Hakk'a nispeti, ardından da mümkün varlıkların /din ve varlık mertebelerini ele alıyor. Bu konuları ele alırken özellikle Fenari'nin bir şarih olarak Konevi'nin metnine ne tür katkılar sağladığına işaret ediyor.
Molla Fenari (1350-1431) Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemlinde yetişmiş önemli düşünürlerden biridir. Onun İbn Arabi'nin öğrencisi ve düşünce sisteminin yaygın kabule mazhar olmasında önemli katkısı olan Sadreddin Konevi'nin Miftahul-Gayb adlı eseri üzerine yazdığı Misbahul-Uns adlı şerhi felsefe, kelam ve tasavvuf geleneklerinin metafizik anlayışlarının benzerlik ve farklılıklarını görmek açısından dikkate değer bir eserdir. Bu çalışma giriş bölümünde Molla Fenari'nin yetiştiği düşünce dünyasını, hayatı ve eserlerini ve Misbahu'l-Uns'teki şerh yöntemini ve kaynaklarını kısaca tasvir ettikten sonra, ilk bölümde tasavvuf geleneğinde bir ilimler tasnifi olup olmadığına İbn Arabi-Konevi-Fenari çizgisinde cevap arıyor. Sonra, Fenari'den ilmi ilahinin konusunu, ilkelerini, meselelerini, ölçütünü, yöntemini ve temel kaidelerini ele alıyor. Ardından ikinci bölümde de Fenari'nin varlık anlayışını tasvir ediyor. Bu bağlamda önce mutlak varlık olarak Hak: Hakk'ın birliği: zat, sıfat ve fiil isimlerinin Hakk'a nispeti, ardından da mümkün varlıkların /din ve varlık mertebelerini ele alıyor. Bu konuları ele alırken özellikle Fenari'nin bir şarih olarak Konevi'nin metnine ne tür katkılar sağladığına işaret ediyor.