"Hiçbir devlet yenebileceği düşmanla (bu düşman kendi halkı da olabilir) barış yapmak istemez. Barış denilen şey güçlü devletlerin, egemen oluşumların güç kaybettiklerinde tekrardan toparlanma, yeniden güç ve zaman kazanmak için ortaya attığı savaşa hazırlık taktiğidir.
Barış eşitliktir, adalettir. Ve hiçbir Egemen güç kendinden zayıf olan başka bir güçle eşit olmak istemez.
Barışı sağlamanın tek koşulu savaştır. Savaşıp yenmek ve böylece getirmek istediğiniz barış düzeniniuygulamak. Barışa ulaşmanın tek yolu düşmanın vicdanını ve merhametini beklemek değil, barış için savaşmak ve barış için kazanmaktır.
Adalet bir gün padişaha bile lazım olacak dediğimizde buna ilk karşı çıkan, inanmayan Padişahın soytarıları olur. Bir gün gerçekten adalet padişaha lazım olduğunda padişahı ilk terk eden kişiler yine padişahın soytarıları olur."
"Hiçbir devlet yenebileceği düşmanla (bu düşman kendi halkı da olabilir) barış yapmak istemez. Barış denilen şey güçlü devletlerin, egemen oluşumların güç kaybettiklerinde tekrardan toparlanma, yeniden güç ve zaman kazanmak için ortaya attığı savaşa hazırlık taktiğidir.
Barış eşitliktir, adalettir. Ve hiçbir Egemen güç kendinden zayıf olan başka bir güçle eşit olmak istemez.
Barışı sağlamanın tek koşulu savaştır. Savaşıp yenmek ve böylece getirmek istediğiniz barış düzeniniuygulamak. Barışa ulaşmanın tek yolu düşmanın vicdanını ve merhametini beklemek değil, barış için savaşmak ve barış için kazanmaktır.
Adalet bir gün padişaha bile lazım olacak dediğimizde buna ilk karşı çıkan, inanmayan Padişahın soytarıları olur. Bir gün gerçekten adalet padişaha lazım olduğunda padişahı ilk terk eden kişiler yine padişahın soytarıları olur."