Çalışmamızın kaynağını teşkil eden ve Menâsik-i Hac adını taşıyan eser 1643 yılında Moralı Bahtî tarafından kaleme alınmıştır. Kaynaklarda hakkında çok az ma-lumat bulunan Bahtî'nin Arapça, Farsça ve Türkçeyi çok iyi bildiği ve kudretli bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Kendisi hacca gitmediği hâlde, hacca giden insanların anlattıklarından sonra içinde büyük bir hacca gitme iştiyakı belirmiş ve böyle bir eser yazmaya karar vermiş-tir. Eserin dikkati çekici özelliklerinden birisi, eserde renkli el çizimle-rinin bulunmasıdır. Bu çizimler 20 sayfa kadardır. Harekeli bir eser olması da eserin kıymetini bir derece daha arttırmaktadır. Bilindiği gibi harekeli metinlerden Türkçenin fonetik yapısının tespit edilebil-mesi harekesiz metinlere göre daha kolaydır.
Çalışmamızın kaynağını teşkil eden ve Menâsik-i Hac adını taşıyan eser 1643 yılında Moralı Bahtî tarafından kaleme alınmıştır. Kaynaklarda hakkında çok az ma-lumat bulunan Bahtî'nin Arapça, Farsça ve Türkçeyi çok iyi bildiği ve kudretli bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Kendisi hacca gitmediği hâlde, hacca giden insanların anlattıklarından sonra içinde büyük bir hacca gitme iştiyakı belirmiş ve böyle bir eser yazmaya karar vermiş-tir. Eserin dikkati çekici özelliklerinden birisi, eserde renkli el çizimle-rinin bulunmasıdır. Bu çizimler 20 sayfa kadardır. Harekeli bir eser olması da eserin kıymetini bir derece daha arttırmaktadır. Bilindiği gibi harekeli metinlerden Türkçenin fonetik yapısının tespit edilebil-mesi harekesiz metinlere göre daha kolaydır.