“Elişeba'yla edinmişti bu alışkanlığı. Üçüncü evlilik yıldönümleriydi. Ay takvimine göre kutluyorlardı özel günleri. O sene yılbaşına denk gelmişti. Sabah 10:00'da uyanmışlar, beraber kahvaltı hazırlamışlar, kahvaltıdan sonra akşama kadar film izlemişlerdi. Elişeba'nın teklifi üzerine akşam saatlerinde dışarı çıkmışlardı. Elişeba, Tobias'ın koluna girmiş, bir şeyler anlatıyordu sürekli. Tobias ise anın tadını çıkarmaktansa kaybedeceği bir şeylerin tasasını kuruyordu kafasında. İkisi de sabah kahvaltısıyla duruyordu; acıkmışlardı. Sabahtan başlayan kar, tipiye çevirmişti şimdi. Nansky Caddesi'ne vardıklarında sağdaki ilk ara sokağa saptılar birbirlerine sokularak. Elişeba'nın bir şirkette çalıştığı yıllardan hatırladığı, çevrede otantik yemekleriyle tanınan, Kuruzsh'un Yeri'ne girdiler. Üşümüşlerdi. Menüyü incelerlerken Elişeba, “Kuruzsh Usta'nın lahana çorbası güzeldir.” demişti. Daha önce hiç lahana çorbası içmemişti Tobias, hatta biraz duraksamıştı, ancak “Elişeba'yla her çorba güzeldir!” diye düşünmüştü siparişleri verirken. Sonraları her cuma Kuruzsh'un Yeri'ne lahana çorbası içmeye gitmişlerdi.”
Ferdi Amca, geniş ilgi alanlarından süzdüğü birikimi ustalıkla ve abartısız işleyen bir öykücü. Öyküleri, minimal motifleri birbirine bağlayan öznenin bilgelik dolu kavrayışı üzerine kurulu. Saydam, çapaksız ve şeffaf. Derinlikleri ve yüzeyleri, içi ve dışı; yan yana gelemeyen uzlaşmaz imajları tek karede göstererek yaşamın devingen ve çürüyen yönlerini gösteriyor. Hızın ve ideolojik saplantıların isimsizleştirdiği (kişiliksizleştirdiği) kentlerde, bir tekrardan diğerine, düşten gerçeğe, gerçekten düşe attığı ilmeklerle sıradanlığın içindeki sıradışını, sıradışının içindeki sıradanlığı açığa çıkarıyor.
“Elişeba'yla edinmişti bu alışkanlığı. Üçüncü evlilik yıldönümleriydi. Ay takvimine göre kutluyorlardı özel günleri. O sene yılbaşına denk gelmişti. Sabah 10:00'da uyanmışlar, beraber kahvaltı hazırlamışlar, kahvaltıdan sonra akşama kadar film izlemişlerdi. Elişeba'nın teklifi üzerine akşam saatlerinde dışarı çıkmışlardı. Elişeba, Tobias'ın koluna girmiş, bir şeyler anlatıyordu sürekli. Tobias ise anın tadını çıkarmaktansa kaybedeceği bir şeylerin tasasını kuruyordu kafasında. İkisi de sabah kahvaltısıyla duruyordu; acıkmışlardı. Sabahtan başlayan kar, tipiye çevirmişti şimdi. Nansky Caddesi'ne vardıklarında sağdaki ilk ara sokağa saptılar birbirlerine sokularak. Elişeba'nın bir şirkette çalıştığı yıllardan hatırladığı, çevrede otantik yemekleriyle tanınan, Kuruzsh'un Yeri'ne girdiler. Üşümüşlerdi. Menüyü incelerlerken Elişeba, “Kuruzsh Usta'nın lahana çorbası güzeldir.” demişti. Daha önce hiç lahana çorbası içmemişti Tobias, hatta biraz duraksamıştı, ancak “Elişeba'yla her çorba güzeldir!” diye düşünmüştü siparişleri verirken. Sonraları her cuma Kuruzsh'un Yeri'ne lahana çorbası içmeye gitmişlerdi.”
Ferdi Amca, geniş ilgi alanlarından süzdüğü birikimi ustalıkla ve abartısız işleyen bir öykücü. Öyküleri, minimal motifleri birbirine bağlayan öznenin bilgelik dolu kavrayışı üzerine kurulu. Saydam, çapaksız ve şeffaf. Derinlikleri ve yüzeyleri, içi ve dışı; yan yana gelemeyen uzlaşmaz imajları tek karede göstererek yaşamın devingen ve çürüyen yönlerini gösteriyor. Hızın ve ideolojik saplantıların isimsizleştirdiği (kişiliksizleştirdiği) kentlerde, bir tekrardan diğerine, düşten gerçeğe, gerçekten düşe attığı ilmeklerle sıradanlığın içindeki sıradışını, sıradışının içindeki sıradanlığı açığa çıkarıyor.